Teknolojinin hızla ilerlemesi ve akıllı cihazların yaygınlaşması, geleneksel saat tamirciliği mesleğini tehdit altına alıyor.
Akıllı saatlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, insanlar artık geleneksel mekanik saatler yerine dijital ve akıllı saatleri tercih ediyorlar. Bu da, geleneksel saat tamirciliği mesleğinin önemli bir gerileme yaşamasına yol açıyor.
TAMİR YERİNE YENİSİ ALINIYOR
40 Yılı aşkın zamandır saat tamirciliği mesleğini yürüten Mehmet Fatih Şener, "Geleneksel saat tamirciliği, el işçiliği ve uzman bilgi gerektiren bir meslek olmasına rağmen, talep giderek azalıyor. İnsanlar artık saatlerini tamir ettirmek yerine, arızalanan akıllı saatlerini değiştirme veya garanti kapsamında onarımlarını yaptırma eğiliminde. Bu durum, geleneksel saat tamirciliği mesleğinin geleceği hakkında bizleri endişelendiriyor" ifadelerini kullandı.
KAPILARA BİR BİR KİLİT VURULUYOR
Şener "Bu değişime uyum sağlamak için dijital saatlerin tamiri konusunda bazı saat tamircisi arkadaşlarımız eğitim alıyorlar ve yeni teknolojilere adapte olmaya çalışıyorlar. Ancak, bu geçiş süreci kolay olmuyor ve birçok eskiyen saat tamircisi bu değişime ayak uyduramıyor. Zamanla kepenkleri indiriyor ve kapıya kilidi vurmak zorunda kalıyor" şeklinde konuştu.
MESLEĞİ KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ
Mehmet Fatih Şener, "Geleneksel saat tamirciliği mesleğinin tehlikede olması, el sanatlarının ve geleneksel mesleklerin kaybolma riskini gösteriyor. Geleneksel saat tamirciliği mesleğinin geleceği belirsiz olsa da, bu değişim sürecinde mesleğin mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için çaba göstermek önemli hale geldi. Bizler de meselğin ölmemesi adına kapımızı açık tutmak için çaba sarfediyoruz" açıklamasında bulundu.
SAAT AKSESURA DÖNÜŞTÜ
"Saatçilik, biten sektörlerin arasına girmeye aday. Saat takmak yalnızca aksesuara dönüştü, saat tamirciliği ihtiyaç olmaktan çıktı" diyen Şener, "Teknolojiyle birlikte akıllı/dijital saatlere geçiliyor fakat bu yeni saatler sektörümüzü kapsamıyor. Teknolojinin değişmesi tamamen tüketime dönük oldu. Saat kullanımı, bozuk bir saat varsa ‘yenisini al, tak’ şeklinde ilerliyor. Tamircilikten çıkmak üzere olan bir sürece ilerliyoruz. Dolayısıyla yeni bir çırağa 1950 model bir Omega öğretmenin bir anlamı kalmıyor. Çünkü bu saatleri artık göremiyoruz" dedi.
Haber: Yalçın KÜÇÜK