• SUR YAPIIIIIII
ÖZEL HABERLER Haber Girişi : 27 Mart 2024 10:46

Mevlevihane çağrısı

Mevlevihane çağrısı

Geçmişten günümüze aktarılan mirasımızı sahiplenmeye ve tanıtmaya çağıran Kültür Memur-Sen Antalya İl Temsilcisi Esat Esmeray, Mevlevihane'nin mutlaka ziyaret edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Esmeray, "Antalya, tarihi derinlikleri ve doğal güzellikleriyle ünlü bir şehirdir. Binlerce yıl öncesine uzanan zengin bir geçmişe sahip olan Antalya, çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Antik Dönemden Roma ve Bizans'a, Selçuklu ve Osmanlı'ya, Cumhuriyet Dönemi'ne kadar uzanan bir tarih mirasına sahiptir" dedi.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE AKTARILAN MİRAS

Esat Esmeray, "Şehrin simge mekanları arasında Yivli Minare, Antalya Mevlevihanesi, Hamam, Zincir Kıran Mehmet Bey ve Nigar Hatun Türbeleri yer almaktadır. Bu mekanlar, tuğla ve taş işçiliğiyle göz alıcı bir güzelliğe sahiptir. Gençlere, öğrencilere ve öğretmenlere, Antalya'nın bu simge mekanlarını 7/24 saat bıkmadan, usanmadan, yorulmadan severek anlatmaya devam ediyoruz. Unutmayın, insan nefesinin değmediği mekanları koruyamazsınız. Geçmişten günümüze aktarılan mirasımızı sahiplenmeye ve tanıtmaya davetlisiniz" şeklinde konuştu.

MEVLEVİHANE'NİN TARİHİ

Mevlevihanenin tarihi hakkında da bilgi veren Kültür Memur-Sen Antalya İl Temsilcisi Esat Esmeray, "Antalya Mevlevihane Müzesi; Mevlevihane, Hamam, Zincikıran Mehmet Bey ve Nigâr Hatun Türbeleri’nden oluşan bir yapı kompleksini içinde barındırmaktadır. Mevlevihane yapısı, Yivli Minare’nin de bulunduğu yapılar topluluğu içinde yüksekçe bir teras üzerinde yer alır. Yapı, 13,45x32,22 metre ölçüsünde, dikdörtgen formlu, iki katlı kâgir bir yapıdır. Güney cephedeki kemerli bir kapı ile girilen ana mekânın doğusunda sivri tonozla örtülü bir eyvan, kuzeydoğusunda bir, kuzeyinde iki, batısında üç adet beşik tonoz örtülü oda bulunmaktadır. Bu odaların Mevlevihane’de kalan dervişler tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. Yapının Selçuklu Devri’nde bir Mevlevihane veya tarikat binası olarak inşa edildiği söylenmekte ise de 19. yüzyıla ait bir kaynakta Sultan Korkud-Alâeddin Zaviyesi için “sahibu-l hayrat vel-hasenat” denmek suretiyle Mevlevihane’nin bânisi ve vâkıfı olarak Şehzade Korkud’a atıfta bulunulmasıyla, söz konusu yapının 16. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı Devri’nde Mevlevihane olarak fonksiyon gördüğü anlaşılmaktadır. Nitekim 17. yüzyılda Evliya Çelebi gördüğünde de yapı Mevlevihane olarak kullanılmaktaydı" açıklamasında bulundu.

Mevlevihane hakkında bilgi vermeyi sürdüren Esmeray şunları söyledi: Mevlevihane Hamamı veya Yivli Minare Hamamı, Yivli Minare Külliyesi Hamamı gibi isimlerle de anılan hamam yapısının ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmemektedir. Yaklaşık 8.50x11.00 metre ebatlarında dikdörtgen bir plana sahiptir. Hamamın; planı, boyutları ve konumu ile kalabalık gruplara hizmet vermekten ziyade özel kullanıma uygun olarak tasarlandığı düşünülmektedir.  13. yüzyılın ilk çeyreğinde  “Saray Hamamı” olarak inşa edildiği yönünde görüşler bulunmakla birlikte, Osmanlı Devri’nde 16. yüzyılın başlarından itibaren Mevlevihane hamamı olarak fonksiyon gördüğü bilinmektedir.   Nigâr Hatun 1450-1503 yılları arasında yaşamış II. Bayezid’in oğlu Şehzade Korkud’un ve Fatma Sultan’ın anneleridir. Şehzade Korkud’un, Manisa’dan Antalya Sancak Beyliği’ne atandığında oğlu ile birlikte olduğu, aynı yıl öldüğü ve Antalya’ya gömüldüğü bilinmektedir. Yapı, aralarında yer yer devşirme mermer parçalarının da kullanıldığı düzgün kesme ve moloz taş ile tuğla kullanılarak inşa edilmiştir. Üslup olarak Selçuklu türbelerini andıran bu türbe yapısının, kesin olarak tespit edilememekle birlikte en erken 15. yüzyıl Osmanlı Dönemi’nde yapılmış olabileceği anlaşılmaktadır."

Haber: Yalçın KÜÇÜK