TİMSAH GÖZYAŞLARI İÇERİSİNDE GAZZE İÇİN DUA VE GÖSTERİLER

  • imsa

Sahih Müslim hadis kitabının iman bölümünde Ebu said el-Hudri kanalı ile bir hadis geçer. Ebu Said el-Hudri (r.a.), bu hadisi Resulullah (s.a.v.) buyururken işittim, der. Hadisin metni  “Sizden her kim bir kötülük veya çirkin bir şey görürse onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirmeye çalışsın. Ona da gücü yetmezse kalbiyle onu hoş görmeyip kabullenmesin ki bu da imanın en zayıf derecesidir” şeklindedir.

Modern ve medeni olmakla övünülen bir çağda bir sabah yine kan gözyaşı ve ölümlerin kol gezdiği savaşla güne uyandık. Filler tepişir otlar ezilir misali, her iki taraftan da savaşa dahli olmayan insanların öldüğüne şahit oluyoruz. Tüm dünyanın yakın zamanda kabul ettiği evrensel bildirisinde kadın, çocuk ve yaşlıların öldürülmesinin savaş suçu sayılmaktadır. Oysa İslam bu gerçeği 1400 sene önce vaaz ederek savaş ortamında, savaşa katılmayan gayrı Müslim kadınların, çocukların, yaşlıların ibadetle meşgul din adamlarının öldürülmemesini, ibadethanelerin yıkılmamasını, ağaçların kesilmemesini ve hayvanların öldürülmemesini emretmiştir. 

Gazze’de yaşanan insanlık dramını, medeniyetten dem vuran Dünya için hadisi şerif bir anlam ifade etmediği için katliamı seyretmekle yetiniyor. İslami kesim ise hadisi şerifteki el ile değiştir ilkesini, eline silah al cepheye git şeklinde anladığı için, el ile değiştirme adına diğer seçeneklerin kapısı otomatikman kapanmış oluyor. Bundan dolayı geriye sadece yapana dokunmayan, sorumluluk yüklemeyen düzeltmeler kalıyor. Bu anlayıştan dolayı olsa gerek ki, gerek Türkiye de gerekse Dünyada en yaygın düzeltme şekilleri olarak mitingler, açıklamalar, cenaze namazları, dualar, konvoylar ve buna benzer eylemleri tercih ediliyor. 

Oysa hadisi şerifte bir kötülük karşısında nasıl davranılacağını sırası el ile yapılacakları ilk sıraya koyuyor. Birçok Müslüman ilk basamağı kendine göre bulduğu mazeretlerle hep pas geçtiğinden,  tepkisini ikinci ve üçüncü basamak üzerine bina ediyor. Çünkü el ile mücadele insana külfet getirir. El ile mücadele bir nebze olsun aynı sıkıntıları olsun hissetmeye ve yaşamaya ve empati kurmaya sebep olur. 

Mesela kaç tane Müslüman sahip olduğu arabayı satıp, bir alt modeline binipte aradaki farkı Gazze’ye yolladı. Acaba kaç Müslüman bir öğünde olsa, yemeğinin başına oturup ta Gazze’yi düşünerek sofradan aç kalktı. Kaç Müslüman bunun parası İsrail’e gidiyor diye elini İsrail malına uzatmadı. Kaç Müslüman arzuladığı halde eşine insanlar ölürken biz bu işi nasıl yaparız diyerek sırtını döndü? 

El ile düzeltmeyi sorumluluk yüklenmemek için mi sadece cihad olarak anlıyoruz yoksa cihadı sorumluluktan kaçmak için bir kalkan olarak mı kullanıyoruz?  El ile düzeltmeyi sadece silah alıp cepheye gitmek olarak anlayan bir Müslüman için, Mitingler yapıp slogan atarak kahrolsun İsrail diyerek, sonunda Gazze’nin kurtuluşunu dualarla Allaha havale etmek varken, niye kötülüğü el ile düzeltmeye çalışarak sıkıntıya girsin ki? Neden Huzurunu kaçırsın ki? Nasıl olsa maruzat Allah’a (cc) havale edildi. Ondan sonra gel de Hz Musa’ya ‘Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burada duracağız’’ dedikleri için Yahudilere kız!