SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI

  • SUR YAPIIIIIII

Her çağın kendine has Trend dedikleri akımları vardır. 21 y.y trendi ise iletişim ve sanal iletişim vasıtalarıdır. Günümüzün en etkin iletişim vasıtası ise internet olmaktadır. İnsanlar iletişimlerini artık internet dünyasında oluşturulan sanal ortamlar ve programlar üzerinden yapmaktadırlar. Böylelikle bilgi artık eskiye göre kıyaslanamayacak bir hızla kitlelere ulaşmaktadır. Bu hızlı iletişimin faydalı yönleri olmakla birlikte birçok da zararlı ve olumsuz yönleri bulunmaktadır. İnternet ortamının en büyük olumsuz yanı kontrolünün imkânsıza yakın oluşudur. Bu imkânsızlıktan dolayı sürekli bilgi kirliliği yaşanabilmektedir.

Çeşidi her ne olursa olsun yanlış bilgi insan hayatında olumsuz neticelere sebep olmaktadır.  Lakin bazı yanlış bilgiler sadece dünya hayatını etkilerken bazı bilgilerde insanın hem Dünya hayatını hem de ahretini etkilenmektedir. Bundan dolayı olsa gerek Allah-u Teâlâ Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın (49/6) şeklinde bizleri uyarmaktadır.

Allah-u Teâlâ’nın uyarmasına rağmen insanların büyük bir kısmının sanal dünyada bu uyarıya kulak tıkadığını görüyoruz. Bu uyarıya kulak tıkamamızın birçok sebebi olmasına rağmen, en büyük etkenlerden birilerinin ya kariyer ya da üç beş kuruş para kazanma hırsı olduğunu görüyoruz. Bu hırsı neticede insana yakışmayacak birçok sorununda meydana çıkmasına sebep oluyor. Bunların başında sürekli gündemde kalma için akıl almaz insan fıtratı ile uyuşmayan durumlara düşüren paylaşımlar geliyor.

İslami bilgi paylaşım siteleri ve kişileri içinde aynı realite varlığını koruyor. Müslümanlık adına haddi hesabı olmayan soytarılıklar yapılmanın yanında İslam ile alakası olmayan hatta dinin karşı olduğu birçok paylaşım sırf para kazanmak veya şöhret için paylaşıldığına şahit oluyoruz. İslami kesimde en çok paylaşılan konuların başında az iş yapıp çok sevap kazanılan veya kısa yoldan cennet vaat eden sözler ve hadislerdir. Herhangi bir kaynak bir sözün altına hadisi şerif diye yazıp paylaştığınızda, ondan sonraki paylaşımcılar artık sorgulama ve araştırma özelliklerini hiçe sayıp o sözün yayılmasına sebep oluyorlar. Bunu yaparken de sevap umuyorlar. Oysa yukarıdaki ayette Allah-u Teâlâ kuralını çok açık ve net olarak koymuştur. Birde Hadis diye paylaşılan söze baktığınız zaman ya uydurma ya da çok zayıf bir hadis olduğunu görürsünüz.

Yalnız burada İslami açıdan bir sorun var.  Bu sorunu ya kimse görmüyor ya da görmek istemiyor. İyi niyet adına da olsa, yanlış ve dine aykırı yapılan bir paylaşım, insanı günahtan veya sorumluluktan kurtarmıyor. Kuran-ı kerime baktığımız zaman bu konuda Allah-u Teâlâ Nisa suresi 85. Ayetinde şöyle buyuruyor: Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir. 

Haberim yoktu, bilmiyordum, mazeretinin geçerli olmadığını, Allah-u Teâlâ net bir şekilde bildiriyor. Herhangi bir işin yapılmasında veya herhangi bir bilginin başka insanlara ulaşmasında geçen tüm aşamalarda, kimin katkısı var ise Allah-u Teâlâ onları sorumlu tutacağını söylüyor. Hayırlı bir bilgiye aracılık etmişse, o bilgiden faydalanan var olduğu sürece Allah-u Teâlâ ona da sevap veriyor. Yok dinle diyanetle alakası olmayan bir paylaşım veya iş yapmış ise o bilgiden etkilenenlerin günahından da pay alacağını kuran-ı kerim bize haber veriyor.

Bu türlü paylaşımların, birde şefaatini umduğumuz peygamber boyutu var. Hem onun söylemediği bir sözü onun (sav) azgından çıkmış gibi paylaş. Böylelikle çok sevdiğini söylediğin peygambere yalan isnat et veya yalanın yayılmasına aracılık et, sonrada şefaatine nail olmayı bekle.