ÖĞRETMEN BUNU YAPARSA!..

  • SUR YAPIIIIIII

Tüm dünya lanet olası bir virüsün pençesinde…

Her gün insanlar bu illet yüzünden can veriyor…

Koronavirüs salgınında 1,5 yıl geride kalmış durumda.

Ülkemizde koronavirüs ile mücadele tüm hızıyla devam ediyor. 

2 Eylül koronavirüs tablosuna göre bir günde tam tamına 283 kişi bu illet nedeniyle hayatını kaybetti.

23 Bin 496 da yeni vaka tespit edildi.

Bu sayılar sizin için ne ifade ediyor bilemem ama insanlar ölüyor.

İnsanlar bu hastalık nedeniyle hayatlarının baharında hayattan kopup gidiyor.

Hayatını kaybedenlerin yaş ortalamasına bakıldığında genelde gençleri görüyoruz.

Geçtiğimiz günlerde bir veri ile karşılaşmıştım. Bir hastanedeki Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin yaşları, isimleri, cinsiyetleri filan yazılıydı.

Baktığımızda yüzde 90 civarını 40 yaş altı vatandaşlarımız oluştururken yüzde 90’lık kesimin yine yüzde 85-90’lik kesimini ise 18 ila 25 yaş aralığı oluşturmakta idi.

Bunun anlamı gençlerimiz aşı olmuyor…

Aşı karşıtlarını gerçekten ama gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.

Bu kadar bilimsel açıklama varken hiçbirisine inanmayarak dedikodulara inanıyorlar ya PES DOĞRUSU…

Malum pandemi nedeniyle okullarımız kapalıydı ve çocuklarımız da evden eğitimlerine devam ettiler.

Uzaktan eğitime ne kadar eğitim denilebilir bu tartışılabilecek bir konu olarak kenarda dururken yeni eğitim öğretim yılı YÜZ YÜZE şeklinde başlıyor.

Hatta ilkokul birinci sınıflar eğitim öğretime başladılar bile…

Okulların açılması ile birlikte velilerin de endişeleri başladı doğal olarak.

Velilerin endişesi hiç kuşku yok ki çocuklara virüs bulaşıp bulaşmayacağı ve bu nedenle gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı…

Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda bazı tedbirler aldı ve öğretmenler için aşı çağrısında bulundu.

Gerçi şimdiye kadar aslına bakılırsa tüm öğretmenlerin aşı yaptırması gerektiğini düşünenlerdenim.

Aşı olmayan öğretmenler için ise haftada iki kez PCR testi istendi.

Hoooppp öğretmenler ayağa kalktı. 

Neymiş efendim bu bir dayatmaymış ve aşı olmak istemiyormuş…

Hiç kimse kusura bakmasın arkadaş…

Sizin keyfiniz yüzünden o kadar çocuğun sağlığı tehlikeye atılamaz…

Öğretmenlerin aslına bakılırsa bunu düşünerek yani “Ben tamam aşı olma noktasında endişelerim var ama benim ülkemizin geleceği olan yavrularımızın hayatını tehlikeye atmaya hakkım yok” diyerek aşı olması gerekiyor.

Aşı olmak istemeyebilirsin. En doğal hakkın ama hakkın olmayan çocukların hayatını tehlikeye atmak değil mi?

Tüm öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum.

Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, siyasiler, avukatlar, doktorlar, mühendisler, öğretmenler, gazeteciler vs vs pek çok meslekte insan yetiştirdiniz.

Şimdi sırf sizin kendi inadınız yüzünden gelecek ile oynamaya ne gerek var?

Yetiştireceğiniz bir çocuk ileride doktor olup siz hastalandığınızda size bakabilir.

Siz kendinizi iyi hissedebilirsiniz ama taşıyıcı da olabilirsiniz.

Aşı olmayı siyaseten de reddedebilirsiniz ama bu düşünceleri bir kenara bırakarak aşı olmalıyız sevgili öğretmenlerim.

Gelecek nesilleri yok etmeye hiçbirinizin hakkı yok.

Hiç kusura bakmayacaksınız…

Aşı önceliği verilsin diye yüksek tonda ses çıkartan öğretmenlerin kaçı çift doz kaçı iki doz aşı olmuş kaçı bir tane aşı olmuş merak ediyorum doğrusu.

Veliler de inanıyorum ki merak ediyordur.

Sınıftaki çocukların arasında astım hastası ya da farklı hastalığı bulunanlar da hiç kuşku yoktur ki mevcuttur. 

Sırf siz aşı karşıtısınız diye bu çocukları hasta etmeye hakkınız yok…

Siz aşı olmadınız diye sınıfınızdan bir çocuk Allah korusun ölse…

Bunun vebalini kim üstlenecek?

Siz aşı olmadınız diye sınıfınızdan birisi ölürse siz bu vebal altında gece yastığa başınızı nasıl koyabileceksiniz?

Nasıl rahat uyuyabileceksiniz?

Siz uyuyun diye de gencecik bedenleri ebediyen uyutmanıza hiç mi hiç hakkınız yok sevgili öğretmenlerim.

Gelin aşınızı olun ve ne kendinizi ne çevrenizi ne de öğrencilerinizi tehlikeye atmayın!


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.