ÖĞRENCİLER DE AŞI OLMALI

  • SUR YAPIIIIIII

Koronavirüse karşı çarenin aşı olmaktan geçtiği yönünde bilmem kaç kere yazdık ve yazmaya da anlaşılan devam edeceğiz…

Halen aşının içindeki sıvının ne olduğunu bilmedikleri için dahi aşı olmaktan imtina eden bir kitle var ve bu bana çok enteresan geliyor.

Kimileri DS֒nün açıklamalarını işine geldiği gibi yorumluyor kimi de Sağlık Bakanımız sn Fahrettin Koca’nın açıklamalarını saptırmak için çeşitli yollar arıyor.

Aşı olmak istemiyorlar ya bir bahanenin arkasına sığınmaları gerekiyor.

Bişey bulamayınca da akla mantığa aykırı şeylerle sözde kendilerini savunuyorlar.

Yakınlarından birileri koronavirüsten dolayı hastaneye yatar ve onun o hallerini görürlerse sanırım fikirleri tamamen değişir.

Bakın bir yakını koronavirüsten dolayı ölürse demiyorum.

Onların nasıl canları için mücadele verdiklerini görsünler eminim ki fikirleri anında değişip aşı odasına doğru yol almaya başlarlar.

Bir önceki yazımda öğretmenlerin aşı olması gerektiği ve öğretmenlerin aşıya karşı çıkarak çocukları tehlike altına attıklarından söz etmiştik.

Öğretmen aşı olmak istemiyor ve de PCR testi de vermek istemiyor.

Bunun izahı gerçekten yok.

Bunu bir dayatma olarak görebilirsiniz ama kusura bakmayın bir yavrucağın başına bir şey gelirse bunun vebali büyük olur.

Çocuğun ve ailesinin hayatı kararmakla kalmaz siz değerli öğretmenlerimizin de hayatı kararır.

Bir önceki yazının ardından çok sayıda geri dönüş aldım.

Bu geri dönüşlerden bir tanesi de aslında çok doğruydu…

Mehmet Balık başkanımızı hepimiz tanıyoruz.

Dedi ki ‘ya aşı olmayan öğrenciden öğretmene virüs bulaşır ise!’

Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi gençler aşı olmaktan kaçıyor.

Hastanelerde yatanların yaşlarına tekrar tekrar bakmanızı rica ediyorum.

18 yaş ve çevresindeki yaşlarda olan gençlerimiz yoğun bakımda Azrail ile mücadele eder durumdalar.

Aşı olma yaşı malumunuz olduğu üzere 16’ya kadar inmişti.

Geçtiğimiz günlerde alınan yeni bir karar ile birlikte yaşı bir tık daha aşağıya çekti.

Sağlık Bakanlığı aşılama takvimine 12 yaş üstü kronik hastalığı olanlar ile 15 yaş

üstündeki tüm kişileri dahil etti. 

Buna göre 15 yaş üstündeki herkes ve 12 yaşüstünde kronik hastalığı bulunanlar aşı randevusu alarak aşılarını olabilecekler.

Bu durumda ailelere büyük görev düşüyor.

Aileler şayet çocuklarında kronik bir rahatsızlık var ise ve yaşı 12 ile üzerindeyse aşıyı mutlaka yaptırmalı.

15 Yaş üzerindeki bütün delikanlılar da aşıyı mutlaka olmalı.

Zira onlar da okula gidiyor ve hem arkadaşlarına hem de öğretmenlerine virüs bulaştırma riskleri bulunuyor.

Sınıftaki her bir öğrenci aşısını olur ve öğretmenlerimiz de aşısını olur ise bir de maske, mesafe, hijyen kuralına dikkat ederse en azından o sınıf için sıkıntı kalmaz diye düşünüyorum.

Her sınıf aynı disiplin altında hassas davranır ise de okulda bir sıkıntı kalmaz.

Belki 18-20 yaşındaki gence söz geçirmekte aileler zorlanabilir ama 12-15 yaşlarındaki delikanlılara aileler sözlerini daha rahat geçirebilir.

Ailelerin yapması gereken çocuğa sormadan anne-baba bilinci ile davranarak aşı randevusu almak ve çocuğunu aşı yaptırmaktır.

Okullardaki tek tehlike hiç kuşku yoktur ki öğretmenler değildir.

Aşı olmayan öğrenciler de yine arkadaşları için büyük bir tehdittir ve onların yüzünden birisinin yaşamını yitirmesinin hesabını kimse veremez.

Son olarak aşı olmayan öğretmenlerimizin PCR testlerine de karşı çıkmaları çok garip!

Madem aşı olmuyorsunuz en azından test yaptırın. 

Bir de sağı solu arayarak tehdit etmeye ne gerek var?

Canınızı dişinize takıp bazı şeyler için uğraş vereceğinize sayın öğretmenlerimiz aşılarını olurlarsa ve sınıflarda da aşının önemine vurgu yaparlarsa daha şık olur kanaatindeyim…

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.