İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN ZİYANDADIR HADİSİ ŞERİFİ ÜZERİNE

  • SUR YAPIIIIIII

   Deylemi’den merfu olarak -zayıf bir senetle- Hz. Ali’den rivayet edilen bir hadis de Peygamber efendimiz (sav): iki günü eşit olan ziyandadır buyurmuştur. Bazı rivayetlerde ise; Dîninde iki günü eşit geçen ziyandadır şeklinde geçer. Bu hadisi ilk hali ile amel ve ilim açısından yorumlayan âlimlerimiz, amel konusunda iki gününün eşit olmaması ile ilgili bir ölçü ve anlam çıkamayacağına karar vermişler. Çünkü hadisi bu şekilde anlamak demek insanın takatini aşan bir yükümlülükle yüklenmesi anlamına geldiğini söylemişler. Bizde bugün âlimlerin yorumları ışığında gücümüz ölçüsünde bu hadisten ilim açıdan anladığımızı sizlerle paylaşacağız. Lakin ilk önce hadisi şerifin daha iyi anlata bilmek için insan beyni yapısı hakkında kısaca bahsetmek istiyoruz.

   Birbirinden farklı tiplerde 19-23 milyar hücreden oluşan beynimiz çevreden aldığı sinyalleri, yani duyu bilgilerini kullanarak bedenimizin dış ve iç ortam değişikliklerine uyum göstermesi için gereken işlemleri yöneten bir organdır. Beyin kendini toparlayabilecek güce sahip harika bir organ olsa da bizim yardımımıza ihtiyaç duyar. Bedenin egzersize ihtiyaç duyduğu gibi beyin de egzersize ihtiyaç duyar. Beyin için en iyi egzersizlerden biri de okumak ve düşünmek. Lakin beyin derin düşünebilmek için yeni bilgiye ihtiyaç duyar.

   Bir insan sürekli aynı şeyi yapa yapa, o yaptığı şey çoğu zaman gün gelir ilk günkü değerini önemini yitirir sıradanlaşır. Örnek vermek gerekirse Kâbe’nin bizim gözümüzdeki değeri ile orada yaşayan birinin gözündeki değeri arasında çok büyük fark vardır. Şunu demek istemiyoruz. Her gün gören için Kâbe değersizleşiyor. Burada demek istediğimiz kişinin her Kâbe’yi gördüğünde hissettiği duygudur. Aynı şekilde Kuranı kerimde Allah-u Teâlâ güneş ay ve gökyüzü için bunlar Allahın ayetleridir(41/37) der ve muhteşemliğinden bahsederek bu muhteşemlik karşısında normal insanların secdeye kapanmaları ve Allahın büyüklüğünü varlığını kabul etmeleri gerektiği vurgulanır.  Lakin bizler bu muhteşem olayı her gün göre göre artık bizim için gökyüzü sıradanlaşmaya başladı. Sanki normal bir olaymış gibi algılamaya başladık. Böylelikle Gökyüzünün mucizeliği zamanla normalleşti ve sıradanlaşmaya başladı.

   İşte bilgi ve inançta aynı bu şekildedir. Her gün kendimizi bilgi olarak yenileyemesek veya yenileme gayreti içinde olmasak zamanla bildiklerimizin bize verdiği heyecan kaybolur ve sıradanlaşır. Bundan dolayı inancımızı taze ve canlı tutmak adına dün sahip olduğumuz dinimize ait bilgiye bugün ek yapmalıyız. Yanan ateşi koruyabilmek adına nasıl ki sobaya odun atıyorsak, sahip olduğumuz inancı en azından muhafaza etmek veya korumak adına inandığımız dine ait bilgilerimizi de gücümüz oranında ek yapmalıyız.

   Dünya ya dair bir meta elde etmek için dün sahip olduğumuz birikimin üzerine bir şeyler koymak adına gece gündüz demeden gayret ediyoruz. Çünkü dünyalık bir şey elde etmek içinde dünden fazla paraya ihtiyacımız var. Veya dün sahip olduklarımızın eksilmemesi veya eksilenin yerine koymak için para getiren bir işte çalışmak zorundaysak, dinimizi kemale erdirmek içinde dün sahip olduğumuz Allaha (cc), Kurana Peygambere (sav) ait bilgilerimizi çoğaltmak ve Allaha yaklaşmak için Kuran-ı Kerim ve hadislerle hemhal olmalıyız.

   Yoksa bir müddet sonra inancımız, yandıkça eriyen mum misali, canlılığını kaybetme ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Bunun için iki günü eşit olup ziyanda olmamak adına, her gün elimizden geldiği kadar, yeni bir şeyler öğrenme gayretinde olmak zorundayız.