HZ. DEM’İN DIŞLANDIĞI CENNETİN DÜNYASI MESELESİ-1

  • SUR YAPIIIIIII

Bugün sizlerle Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Tefsir Anabilim Dalı öğretim üyesi olan Prof. Dr. Bahattin DARTMA’nın 2009 yılında kaleme aldığı çalışmasını dört bölümden oluşan çalışmasının ilk bölümünü paylaşacağız.

 

   Kitap ve sünnete göre Âdem (as), ilk insan ve ilk peygamberdir.  Bu çalışmamızda zaman zaman gündeme gelen “Hz. Âdem ve eşinin çıkarıldığı cennetin hangi dünyada yani, âhirette mi yoksa bu dünyadamı? olduğunu” tespit etmeye çalışacağız. Referans olarak da daha ziyade, -ön kabullerden ve yargılardan bağımsız bir şekilde Kur’ân’ın diğer âyetlerini kullanacağız. Yani konuyu Kur’ân hâlesinde ele almaya gayret edeceğiz.

   Hz. Âdem’in cennetten atılma olayını derli-toplu olarak anlatan âyetler şunlardır:

“(Allah buyurdu ki): Ey Adem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediğiniz yerden yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın! Sonra zalimlerden olursunuz.

Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.

 Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti. Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Rableri onlara: Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nidâ etti. (Adem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. Allah: Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır, buyurdu. Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve orada (diriltilip) çıkarılacaksınız" dedi.(…) 

   Konumuzun geçtiği bu âyetleri sırasıyla inceleyerek sözü edilen cennetin uhrevî mi yoksa dünyevî mi? olabileceğine açıklık getirmeye çalışalım:

A: İlk âyette (7/19) “cennet” kelimesi geçmektedir. Cennet ise, “içinde meyveli/meyvesiz ağaçlar ve sular bulunan toprak parçasından ibaret bahçe” demektir. Bu tanıma göre âyette geçen cennetin, âhiretteki cennet olduğuna dair herhangi bir işaret yoktur.

   Âyete göre Hz. Âdem ve eşi, orada yasaklanmış ağaçtan yememeleri konusunda uyarılırlar, ondan yedikleri takdirde kendilerine, zalimlerden olacakları ihtarı yapılır. Anlaşılan o ki, Hz. Âdem ve eşi, yasaklanan ağaca yaklaşmama istemiyle bir bakıma imtihana tabi tutulmuşlardır. Şunu hemen belirtelim ki âhiret, imtihan yeri değil, mücâzât (karşılık bulma) yeridir; bu dünyada yapılan iyi veya kötü amellere göre orada sevap veya ıkâb verilir. Şu âyetler bu hususları sarahaten ortaya koymaktadırlar:

 “O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.” “... Ve kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir.

Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir…”

   Ayrıca âhiretteki cennette sunulan nimetlerde herhangi bir kesinti, kısıtlama ve yasaklama söz konusu değildir:

“... Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.” “Sayısız meyveler içindedirler; tükenmeyen ve yasaklanmayan.” 

   Yeri gelmişken burada şunu da belirtelim ki, söz konusu cennetin, hemen her yönden yaşam şartları en güzel bir şekilde hazırlanmış ve hiçbir problem yaşanmayan fevkalâde bir yer olduğu şu ayetlerden anlaşılmaktadır:

“Şimdi burada acıkmayacaksın, çıplak kalmayacaksın. Ve sen susamayacaksın,

sıcaktan da bunalmayacaksın.”

   Dikkat edilirse âyetlerdeki tavsiflerin, bu cennetin uhrevî değil, dünyevî bir cennet olduğuna işaret ettiği de söylenebilir. Zira acıkma, çıplak kalma, susama ve sıcaklıktan bunalma gibi sıkıntılar uhrevî hayatta değil bu dünyada yaşanan zorluklardandır. İşte bu vb. hususların, Hz. Âdem ve eşinin çıkarıldığı cennetin âhiretteki ebedî cennet değil, bu dünyada güzel bir bahçe olabileceğine işaret ettiğini söyleyebiliriz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.