HURAFE VE KADINLAR

  • SUR YAPIIIIIII

İlk altı bölümünü geçen haftalarda paylaştığımız İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı görevlisi Prof. Dr. Saffet SANCAKLI’NIN İslami İlimler dergisinin,  20i5 yılı güz döneminde yayımlanan çalışmasının yedinci bölümü ile kaldığımız yerden devam edeceğiz.

XXI. yüzyıla girdiğimiz bu günlerde, hurafelere insanların büyük bir bölümü özellikle de kadınların inandığı kanaati yaygındır. Türkiye'de dindar kimlikli olduğu bilinen kadınlar bile, küçük bir taş veya boncuğu uğurlu sayıp, bazı mekânlarda dileklerinin kabul edileceğine inanmaktadırlar. Bir türbenin başında en çok kadınların bulunduğu ve anlamsız uygulamalar yaptıkları görülebilir. Kadınların batıl inanç eğilimine daha fazla sahip olmalarını, başkalarının telkinine kolay gelmeleri, hayal güçlerinin yüksek olması sebebiyle olağan üstü olaylara daha çok eğilim göstermeleri, eğitim seviyelerinin düşüklüğü gibi, bireysel/biyolojik özellikler ve toplumdaki kadın-erkek rol dağılımı da dahil bir takım sosyokültürel etkenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Yaygın olan kanaat, kadınların, türbelere çok daha düşkün olduğudur. Nitekim yapılan istatistiklerde en fazla türbeleri ziyaret edenlerin bayanlar olduğu müşahede edilmektedir.

Kadınlar arasında hurafelerin yaygınlığı ve çeşitli hurafelerin tespiti için Sivas'ta 40 kadınla mülakat yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar dikkat çekici olması sebebiyle bazı tespitleri vermek istiyoruz: Çeşitli fallara inanan kadınların oranı %55. Bu, önemli bir miktar olarak görülmektedir. Falların hemen hepsinde yakında gelecek bir kısmetten bahsedilmektedir. Fala inanan kişi, dünyada neyinin olmasını istiyorsa ona yorumlamaktadır. Ev, araba, eş, çocuk, para gibi arzulanan şeylerin yakın bir zamanda gelmesi beklenmekte ve sevinilmektedir. Ya da yakın zamanda üzücü bir durumun kişiye geleceği söylenir. Bu da bir hastalığa, ölüme, ayrılığa yorumlanıp üzülmeye başlanır. Hâlbuki mutlu ve sıkıntılı zamanlar insan hayatının her anında vardır. Muska yaptıran kadınların oranı da %35 olup oldukça yüksek bir oran olduğu görünüyor. %25'iik bir bölümün büyüye inanıp yaptıran veya kendisine yapıldığına inanan kişilerden oluştuğu görülmüştür.

Araştırmaya göre, Sivas'ta yaşayan kadınlar, Ahmet Turan Gazi Türbesi'ne gidip, ev yapıp o sene içinde evlerinin olduğu söylemişlerdir (%12,5). Çocuk isteyip (%10), çaput bağlayanlar da(% 7,5) vardır. Kadınlara "şeytandan" diyerek kulaklarını çekip, çekmedikleri sorulmuş, batıl inançlardan biri olan kulak çekip "Şeytanlar benden uzak olsun" sözü kadınların %42,5 gibi önemli bir bölümünde hala yapılıp, inanılmaktadır. Kurşun döktürmeye inananlar da oldukça fazla görülüyor (%17,5). Kurşun döktürme sebeplerini nazardan veya büyünün etkisinden kurtulmak için olduğu söylemişlerdir. Hıdırellez gününde neler yaparsınız? diye sorulmuş, kadınların büyük çoğunluğu bugünde pikniğe gitmektedirler (%37,5). Hızır ve İlyas'ın buluştuğunda dileklerini yerine getireceğine inandıklarından ev resmi, araba resmi çizip dilekte bulunanlar da oluyor(% 10).

Yine aynı araştırmada kadınlarla yapılan mülakatta kadınlara; "hurafeleri nereden öğrendiniz?" sorusu yöneltmiştir. Kadınların %47,5'i ilk sırada anne, büyükanne, kayınvalide derken, % 20'si ikinci sırada akrabaları, % 17,5'i de komşuları kaynak olarak göstermiştir. Yukarıdaki araştırma sonuçlarını teyit eden bir çalışma da, Mersin Üniversitesi'ne bağlı tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu'nda eğitim gören birinci sınıf öğrencilerinde yapılan bir ankette ortaya çıkmıştırBatıda yapılan çalışmalarda da kadınların batıl inançlar ve olağan üstü olaylara inanma eğilimlerinin erkeklere göre daha yüksek olduğunu gösteren bulgular elde edilmiştir. 

New York'ta 132 kişi üzerinde yapılan bir araştırmada hurafelere kadınların erkeklere oranla daha fazla inanma eğilimi gösterdiklerini aktarmıştır.  Görüldüğü üzere hurafenin kadınlar üzerinde daha etkili olduğu araştırmalarda ortaya çıkmaktadır. Burada pek çok etkenden bahsetmek mümkünse de kadınların duygusal dünyalarının yoğun olması ve dini konularda kuran-i bilgilerden yoksun olması gibi etmenleri ön sıralarda sayabiliriz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.