Her şey güzeldi, haddini bilmezler dışında

Sayfa arkadaşlarım bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim. Derneklerle ilgili "Dernekler Artık eskisi gibi değil" gibi bir düşüncem var. Ki öyle de, eskiden veya eski kurulan dernekler en azından bir anlam taşıyordu, birinin işi olduğunda biri işe yerleşeceği zaman veyahut maddi manevi destekte bulunuluyordu. Fakat şimdi bakıyorum ki dernekler artık işi çıkara, rant'a dökmüşler... Kimden menfaat alırım, kim bana menfaat sağlar diye bir algının peşindeler. Ben yaklaşık 7 senedir Sivil Toplum Kuruluşları'nın içindeyim. Ama şunu anladım ki derneklerin hiçbir amacı yok.

Tabi bazı dernekler var ki gerçekten işinin ehliler. Ama ne hikmetse, belki de benden kaynaklanıyor bilmiyorum ; benim bağlı bulunduğum derneklerin tamamı menfaat peşinde oldular. 
Şunu da eklemek istiyorum ki şimdiki dernek başkanları, federasyon başkanları genel başkanlık görevini yapmıyorlar. Görevini yerine getiren başkanlarımızı tenzih ediyorum fakat diğerleri tamamıyla menfaat peşindeler. Eskiden bir adap vardı, bir kural vardı. Bu, iş hayatında da böyledir. İşten çıkardığın bir kişiyi senin üst makamındaki veya senin arkadaşın ise sana sorarlardı, alacaklarsa öyle alırlardı. Kişi yine aynı bulunduğu yere almazdı. Kural böyledir adap böyledir. Ama maalesef ki bizim verimini görmediğimiz için Antalya il başkanlığından çıkardığımız kişiyi kalkmış aynı federasyon başkanı genel merkeze alıyor. BÖyle bir adap Böyle bir düzen var mıdır ya?
Tabi burada da ortaya ne çıkıyor? Menfaat çıkıyor.
Zaten o kişi faydalı olmuş olsaydı bağlı bulunduğu dernekten çıkarılmazdı. Eğer bağlı bulunduğu dernek veya şube o kişiyi çıkartıyorsa genel merkezin almaması gerekiyor. Fakat bu durum bazı federasyonlarda, bazı genel başkanlar da yok. Bizim Antalya şubesinde oldu bunlar. Genel başkan, "Biz Antalya'dan birini aldık" diye bizi arıyor. Telefonda "Bu kişi bizimle problemli bunu çıkartın" diyor başkan. Peki başkanım çıkaralım çıkarmasına da (ki çıkardıkta) ama bizim Antalya'daki şubemizden çıkardığımız kişiyi sen neden federasyona alıyorsun? diyor insan. Senin yaptığın etik değildir, hiçbir adaba da sığmaz. Sen federasyon genel başkanı olmamalısın! Olmuşsun ama boş yere olmuşsun. 2013'ten beri kurulan bir dernek var ve şubelerin içinde, derneklerin içinde Antalya 1 numara oldu. Çok güzel bir açılış yaptık, beklediğimizin üstünde de bi katılım oldu. Federasyonumuzun hiçbir il başkanlığında ne bu şekilde bir ofisi vardır ne de böyle bir açılış yapmıştır. 
Dört dörtlük bir açılış yaptığımızı düşünüyorum şube başkanımızla ve yönetimlerimizle beraber.  Bahsettiğim arkadaş bizim şubenin kurucu üyesi ;  Antalya şubemizin açılışı oldu,  ofisimizi çok güzel kurduk, mobilyalarımızı aldık, güzel bir açılış yaptık, bu kişi kurucu üye olduğu halde bir kuruş ödeme dahi yapmadı. Ama toplantılara geldi, bazı ziyaretlere geldi resimlerde gözükmek amacıyla. İş maddiyata gelince bir lira destek olmadı ve ayrılırken de "İşlerimin yoğunluğundan dolayı, şundan bundan dolayı" diye ayrıldı. Ayrılmasaydı zaten biz çıkaracaktık. 24 saat geçmeden bizim bağlı bulunduğumuz federasyonda bir yazı paylaşmış. genel başkan yardımcısı olarak paylaşmış üstelik. Sizce bu etik mi? Bu kişiler yüzünden Sivil Toplum Kuruluşlarından soğumaya başladım. 
Aslına bakarsanız bu STK'ları da denetlemek için Türkiye geneli bir STK federasyonu veya bir vakıf olması gerekli diye düşünüyorum. Hatta böyle bir federasyon varmış. Bende yeni öğrendim. Genel başkanı da benim çok samimi bir arkadaşım. Federasyonun içinde ben de yer almayı düşünüyorum. Böyle adap düzen bilmeyen federasyon başkanlarına dur demek gerekir. 
Yakın bir zamanda tekrar sizlerle bu federasyon hakkında bilgilendirme yapacağım. Biz Tarafsız Yerel Gazeteciler Antalya Şubesini açtığımız zaman "Siz gazeteci değilsiniz yapamazsınız" diyenler oldu. Bildiğim birkaç büyük medya patronları da gazeteci değillerdi ama şu anda büyük medya kuruluşları var.