İslam güneşinin doğmasının yıllardır hayali kurulan batıda, başta Müslümanlar olmak üzere, Hıristiyanların dinden kaçışı veya dini değerleri umursamazlığı göze çarpmaktadır. Başta Müslüman neslin İslam’dan uzaklaşıp Hıristiyan vari bir yaşama meyletmesinde orada din adına eğitim veren cami dernek vb kurumlarında büyük bir mesuliyetinin olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor. Almanya’ya gittiğinizde hemen hemen tüm camilerin emeklilerden oluşan bir cemaati olmasına rağmen, modern tesislerinin olduğunu görürsünüz. Bu kadar güzel camiler yapan bu insanlar aynı başarıyı genç nüfusu camiye çekmekte gösterememişlerdir.
Almanya da bulunduğum 7- 8 yıl içerisinde, bunun sebeplerinden biri olan birçok camide ki bir uygulama dikkatimi çekti. Bir kısım cami imamları, halkın ve de cami yönetiminin gözünü boyama adına, öğrenciler içinde zeki birin daha doğrusu hafızası kuvvetli birisini seçerek ona Cuma namazında hutbe okumasını ve namaz kıldırmasını öğretiyor. Senede bir kerede bölgesel yarışmalar yapılıyor. Diğer öğrenciler ise, saldım çayıra mevlam kayıra misali. Aynı metodu bu sefer benim oğlum üzerinde uygulamak istediler. Cuma namazı kıldırılan daha önceki çocukların ahvalini gördüğümüz ve bildiğimiz için ailecek müsaade etmedik. Çünkü önce Cuma namazı kıldırdıkları çocuklarla işleri bittiği için kimse ilgilenmedi. Bir müddet sonra bu çocuklar birçoğu caminin yolunu tanımaz oldular.
Batıdan güneşin doğmamasının sebeplerinden bir örnek daha verirsek konu daha iyi anlaşılacağını umuyorum. Eğitim sistemi övülen Almanya’nın bir ilçesindeki camiyi, tanışmak ve bilgi edinmek amacı ile ziyarete gittik. Camide 15-20 tane her yaştan çocuklar bulunuyordu. Hocaları ise 55-60 yaşlarında sakallı şalvarlı cübbeli biriydi. Biraz sohbet ve tanışma sonrasında namaz vakti girdi. Hoca adet gereği öğrencilerinden en bilgili olana kamet getirmesini söyledi. Öğrenci kameti bitirene kadar kaç sefer müdahale ve yardım edildiğini sayamadım.
Birlikte gittiğimiz arkadaşlar herhalde tanıtmanın ucunu kaçırmış olmalı ki, namaz sonrası benden örgencilere sohbet etmemi istediler. Bu teklif üzerine ne yapacağımı şaşırdım. Yok desem bir türlü, tamam olur desem bir türlü. Daha kamet getirmesi öğretilememiş bu güzel insanlara ne anlatacağımı bilemedim. Bu düşünceler içinde çocuklar toplanırken, Allahın yardımı ile aklıma futbol takımları geldi. Çocuklara futbol takımı ve oyuncuları üzerinden bir şey anlatabileceğimi düşündüm.
Çocuklara sırayla hangi takımı tuttuklarını sormaya başladım daha sonra sevdiği takımın kaç tane futbolcusunun isimlerini bildiklerini sordum. Bu arada da heyet arkamda bu kelli felli adam ne mübarek! Şeylerden bahsedecek diye beklerken ben futboldan bahsetmeye başlayınca bir anda seyircisiz kaldım)). Bu aslında biraz nefsime ağır gelmesine rağmen birazda rahatlamıştım. Futbol takımı ve oyuncuları sorgulamasından sonra, sevmek teması kalmak üzere futbol takımı ve oyuncuları yerine, kuran-ı kerimi ve ayetleri içindeki bilgiler üzerinden olayı gücüm oranında işlemeye başladım.
Acaba istediğim mesajı verip vermediğim düşüncesi içerisinde iken 3-4 tane pırıl pırıl genç hocam dediğinizi biz anladık. En kısa sürede anladığımız bir dilde kuran da ne var okuyup öğrenmeye çalışacağız dediler. Bu olayı sen ne imişim abi densin diye anlatmadım. Sadece yıllardır doğmasını beklediğimiz güneşin bir türlü neden doğmadığı sebeplerinden birkaçına değinmek istedim. Türkiye’deki gerek camilerde gerekse cemaatlerdeki eğitim sanki yurt dışındaki yeni neslin eğitiminden çok fazla farkı yok desek işi fazla abartmamış oluruz.
Gözündeki merteği görmeyip de başkasının gözündeki çöpü görme misali Allah resulünün (sav) “Güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz hadisi şerifi ile sevinerek batıdan güneşin doğmasını beklemekle avunurken, doğudaki güneşin başta evlerimizde olmak üzere batma tehlikesi geçirdiğinin farkına umarım geç olmadan varırız.