Birçok dilde olduğu gibi Türkçemizde de yapıldığında hiçbir sonuç alınmayacak işler için kullanılan terimler vardır. Bunlardan biride DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN deyimidir. Bu deyimin anlamı nedir diye google amcaya yazdığınızda size bu deyimi şöyle açıklar: "Dostlar alışverişte görsün" deyiminin sıklıkla kullanılan anlamı aslında bir işi yapmıyorken, sırf işi yapıyor desinler diye yalandan iş yapmaktır. Deyiminin ikinci anlamı ise aslında bir insana iyi davranmak isteyen kişilerin sırf çevresindeki insanlar iyi insan desinler diye iyi davranmaları olmaktadır.
Hepimizin bildiği gibi yaklaşık bir aydır İsrail çoluk çocuk demeden Gazze üzerinde katliam yapıyor. Dünyanın birçok yerinden bu olaya tepkiler geliyor. Lakin gelen tepkilere baktığımız zaman gösteriler kınamalar mitinglerden öte geçmeyen ve sadece yapana fayda sağlayan tepkilerden oluşmaktadır. Sabahtan akşama kadar bağırıp hatta İsrail bayraklarını yaktıkta ne oldu? Futbol maçlarındaki fanatikler gibi kahrolsun İsrail diye bağırınca İsrail kahroldu da benim mi haberimiz yok. Yoksa mitingler, kınamalar, bayrak yakmalar sonucunda gazı alınan insanlara mı dönüşüyoruz? NEDEN HİÇ SUYA SABUNA DOKUNAN TEPKİLER VERMEYİZ VEYA VEREMEYİZ?
Geçenlerde bir arkadaş beni aradı havuz başı Gazze bürosu açacaklarmış. Kelli felli o kadar sivil örgütleri oturup düşünüp buldukları fikre bak. Havuz manzaralı büro kurarak halkı bilinçlendirip sonuç alacaklarmış. Kargalar bile bu beklenen sonuca gülmeye tenezzül etmezken siz kelli felli sivil toplum kuruluşu önderleri ve üyeleri bu şekildeki bir sonuç alınacağına nasıl inandınız veya inandırıldınız?
hiç bir akıl ve izan sahibi çıkıpta ya arkadaşlar yıllardır hep bunu yapıyoruz. Şimdiye kadar ne faydası oldu diyemedi mi? Yıllardır hep aynı şekilde kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Kimse bu eylemleri takmadığı ciddiye almadığı halde, ne akla bir papagan mantığı ile hala aynı yöntemleri temcit pilavı gibi gündeme getiriyoruz.
Bu sıralarda uluslar arası bir kuruluşun önderliğinde planlanan bir eylem var ki akıllara zarar. Birçok kimsenin bildiği gibi arabalarla Konya üzerinden incirlik üssüne gidilecek orada bağırılıp çağırılacak. Kahrolsun İsrail Amerika diye diye seslerimiz kısılacak takatimiz kesilmeden öncede incirlik kapatılsın diye kendimizi yırtacagız. Allah içinde adamlar da çok korkacak daha biz dağılmadan pıllarını pırtlarını toplamadan ve arkalarına bakmadan kaçacaklardır.
Lakin ufak bir merakım var. Pıllarını pırtlarını toplamadan kaçmadan önce içlerinden biri çıksa da şunu dese: Yav kardeşim siz buraya burasının kapatılması için niye geldiniz? Bizi buraya sizin devletiniz. Sizin TBMM meclisiniz bizi buraya getirdi. Niye onun kapısının önüne gitmeyipte buraya geldiniz dese bu etkinliği düşünen yapan katılan ve destekleyenler ne cevap verirler acaba?
Bu proğramı yapanlar bu şekilde bir soruyu düşünemediler mi? Yoksa nasıl olsa katılımcılar yapacakları işin dostlar alışverişte görsün kabilinde olduğunu bildikleri için nasılsa soramazlar ve de soramazlar diye bildikleri için mi düşünme gereği duymadılar? Ben hala sorumun cevabını alamadım. Yumurtayı tavuktan mı çıkaracaklar yoksa tavuktan yumurtamı bilmiyorum. Lakin bir bilmediğim bir şey daha var oda neden meclisin önüne gitmeyipte incirliğe gidiliyor? Neden havuz başında nöbet tutuluyor da meclisin önünde çadır nöbeti tutmuyoruz, tutamıyoruz?... Allah korusun yoksa İncirlik eylemi ikinci bir MARMARA GEMİSİ olayına mı gebe?...