FİRAVUNUN MANTIK HATALARI-1*

  • SUR YAPIIIIIII

Kur’an-ı Kerim’de üstünlük algısı sebebiyle eleştiri konusu edilen bir diğer kişi de firavundur.

Hz. Musa ile Firavun’un aralarında geçen konuşmaların konu edildiği ayetlerde Firavun’un kendini beğenmesinin tezahürlerini görmek mümkündür. O, kendisine Hakkın emirlerini tebliğ için gelen Musa’ya öncelikle yaptığı iyilikleri sayar. Kendi yanında, sarayın içinde büyümesini hatırlatır. Böylece o, nimetleri başa kakarak karşıdakini minnet altında bırakmak ister. “Biz seni küçük bir çocukken aramızda yetiştirmedik mi? Üstelik ömrünün kaç yılını aramızda geçirdin?” 

Hz. Musa’nın Firavun’a gönderiliş sebebini de bu temel hatada aramak gerekir. Kibir ve gurur Firavun’u kendisinden başka hiçbir otoriteyi tanımamaya sürüklemiştir. O, kendisinde üstün yönlerin bulunduğunu vehmederek şahsını ibadete layık bir rabb olarak sunmuştur. Bunun ilanı için “Ben sizin en yüce rabbinizim!”, “Sizin için benden başka bir ilah bilmiyorum” ifadelerini kullanmıştır. Kedisini Hakka çağıran Hz. Musa’ya “Andolsun ki, benden başka bir ilâh edinirsen, kesinlikle seni zindana atılanlar arasına koyarım.” demekten de çekinmemiştir.

Onun tanrılık iddiası, zatını halkına ihsan ve lütufta bulunan, yiyecek ve giyeceklerini sağlayan, onları tehlikeden koruyan güç olarak kabul etmesinden kaynaklanıyordu. Bu iddia ile O, “sizi besleyip büyüten benim, öyleyse benden başka hizmet ve itaat edeceğiniz birisini tanımıyorum” demek istiyordu. Firavun’a göre mutlak otorite kendisiydi. Halk kendisine kayıtsız şartsız itaat etmeliydi. Söylediği veya yaptığı şeyler, insan doğasına, hak ve adalete aykırı olsa da tebası tarafından tartışmasız uygulanmalıydı. Firavun zikrettiğimiz amaçların yanında, halkının onu sevip ondan korkmalarını da hedeflemişti.

Ayetler incelendiğinde Firavun’un zeki bir insan olduğu fakat zekâsını kurnazlık yönünde kullandığı anlaşılmaktadır. Kendi üstünlüğünü te-mel hareket noktası olarak belirlediği için zekâsı Firavun’u doğruyu bulup hakka teslimiyet yerine, konumunu kuvvetlendirmeye sevk etmiştir. Firavun, büyüklenmenin onu düşürdüğü yanılgı sebebiyle akıl almaz yanlışları ve zulümleri yapmıştır.

Firavun’un tanrılığını ilan ettiği şu ifade aynı zamanda onun kurnazlığına da işaret etmektedir: “Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilah bilmiyorum.” Burada Firavun düşüncesini mutlak bir kanaat olarak sunmamıştı. Konuya şüpheci bir tutumla yaklaşmayı tercih emişti. Bunun için “bilmiyorum” demiş, insaflı görünmek istemişti. Ardından da Haman’dan kendisine rasathane olarak kullanılacak bir kule yapmasını istemişti. Ona göre, belki inşa edilen bu rasathane sayesinde Musa’nın Rabbi bulunabilirdi. Bu durum ayette şöyle bildirilir: “Ey Haman! Haydi, benim için tuğla fırınını yak da bana yüksek bir kule yap! Belki ben Musa’nın İlâh’ını görürüm. Çünkü ben onu yalancılardan sanıyorum” Firavun, Hz. Musa’nın göklerin ve yerin Rabbi diye tanımladığı Allah’ın gözle görülebilecek cismani bir varlıkmış gibi düşünmüştü. Halkının da kendisi gibi düşünmeleri için bilimsel bir yaklaşım sergiliyor izlenimi vermeye çalışmıştır. 

Sonuçta Firavun, düşünce tarzıyla yakın çevresinden başlayarak tüm toplum üzerinde bir algı operasyonu yürütmüş bunda da başarılı olmuştur. Yönetime ortak ettiği kıpti toplumu en üstün insanlar olduklarına inandırmış, kendi kabileleri dışındaki unsurları köleleştirmiş, asimilasyona tabi tutmuştur. Tehdit oluşturabilecek grupları düşman olarak tanımlayarak onların kundaktaki bebeklerini öldürmekten çekinmemiştir. Bir topluma, masum bebekleri düşman gösterip onları ortadan kaldırmayı milli bir vazife gibi algılatmıştır. Bu düşünme tarzı aklıselimle çeliştiği, isabetli olmadığı, içermediği için Kur’an Firavun hakkında “Firavun’un emri hiç de isabetli değildi” buyurmuştur.

 

*Bu yazı Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Droç. Dr., Harun SAVUT’un Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi  Cilt: XIX, Sayı: 1 (Haziran 2015), Sayfa: 221-248 da yayımlanan  Kur’an’a Göre Üstünlük Duygusunun Düşünce ve Davranışlara Etkileri adlı makalesinden alıntılanmıştır.