Antalya Altın Portakal Film Festivali geride kaldı ama yankıları sürüyor.
Gerek verilen ödüller gerekse konuymacıların söylemleri tartışılmaya devam ediyor.
Sanatla anılması gereken festival ne yazık ki siyasete alet oldu.
Siyasete alet edilmesinin önü açılmasa böyle olmazdı gibi görünüyor.
Yani pası veriyoruz gelin golü atın denilmiş.
Ama belli ki o gol kendi kalelerine girmiş gibi görünüyor.
Gezi Parkı gibi bir olayı sahnede anmak saçmalığın daniskası.
Konunun ağaç olmadığını cümlealem biliyorken, kesilen onca ağaca ses çıkartılmadığını herkes biliyorken, konunun hükümeti devirmeye teşebbüs olduğunu herkes biliyorken çıkıp halen Gazi Parkı demek insanların aklıyla alay etmektir.
Gezi tutukluları Çiğdem Mater ve Mine Özerden'in isimlerinin yazılarak sandalye ayrılması da bu tip söylemlere ve eylemlere çanak tutuyor.
Cahide Sonku ödülü Çiğdem Mater’e verilmesi de tam bir skandal.
Anlayacağınız kısaca balık baştan kokuyor.
Verilek istenilen mesajlar önceden belirlenmiş yani…
Osman Kavala’nın adının ağızlara alınması da festival kapsamındaki bir başka ayıp!..
Sanat hakkında febtival hakkında konuşması gereken Metin Akpınar ise ne yazık ki yaptığı siyasi konuşmalar ile sanatseverleri üzdü.
Seni Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne siyasi konuşma yapasın diye değil sanat konuşun diye çağırmadılar mı?
Sana ne kimin hangi partiye oy verdiğinden?
Sana ne 6’lı masadan?
Sana ne parlementer sistemden?
Sanatçı kişiliğin ile bir sanat festivaline davet edilmişsin o zaman sanatı konuş.
Yeşilçam’ı anlat…
Anlatacak bişey bulamıyorsan söyleyecek sözün yok ise kendi hayatını anlat.
Siyaset konuşacaksan her gittiğin yerde o zaman siyasete gireceksin.
Hangi siyasi partiye yakınlığın var ise gideveksin üye olacaksın.
Milletvekili olmak istiorsan önümüzde seçimler var çıkarsın milletin karşısına aday olarak seçilirsin ya da seçilmezsin o zaman siyaset konuşursun.
Ama sanat festivalinin adını lekeleyecek, karalayacak şekilde sanat konuşmak yerine siyaset konuşuyorsan hiç kusura bakma ama boş adamsın vesselam…
Sanatçıların siyaset konuşmasına karşı falan değilim.
Sanatçıların da sonuçta düşünceleri vardır ve o düşünceleri doğrultusunda da siyasi partiye yakınlık hissedebilir.
Bunlar gayet normal şeyler.
Benim karşı çıktığım kısım Antalya Altın Portakal Film Festivali gibi bir etkinlikte siyaset yapılması.
Geçmişte ülkemizde eğitim seviyesi daha düşüktü ve bu ülkede sol partiler de iktidar oldu.
O zaman insanlara cahil diyebiliyor muydunuz?
O zamanlarda büyük Türk milletinin kararlarından endişe etmiyordunuz da bugün neden ediyorsunuz?
Ben bu konuşmayı yaşlılığına bağlıyorum.
Belki de ağzından çıkan sözleri kulağı duymaz hale gelmiş olabilir.
Anlayışlı olmak da lazım!..