DEİZMİN GENEL NEDENİ: DÜNYEVİLEŞME ARZUSU

  • SUR YAPIIIIIII

"Gördün o heva ve hevesini Tanrı edinen kimseyi? " Ayette bildirildiği üzere deizmi savunan önemli bir kesim de arzu isteklerini yerine getirirken hiçbir sınır tanımak istemeyenlerdir. Mekkeli müşrikler de Hz Peygambere karşı esasen bu sebeple karşı çıkmışlardı. Tarih boyunca gerçek dine karşı hep sahte dinler üretilmiştir. Mutlak anlamda dinsiz bir toplum olmamıştır. Sahte dinin önde gelenleri kurdukları dinin ve kurulu düzenin bozulmaması için Allah'ın gönderdiği elçilere karşı şiddetle karşı çıkmışlardır. Bu bağlamda deizmin en temel sebebi peygamber inancının yokluğu veya dejenerasyonudur. Hz. Peygambere karşı çıkan seküler bir hayat yaşayan müşrikler de deist bir tanrı tasavvuruna sahiptiler. 

Hıristiyanların peygamber tasavvurları da onları peygambersiz bir toplum haline getirmiştir. Hz İsa'nın mucizelerini yanlış yorumlamaları, Ona karşı sevgideki aşırılıklar vb yanlışlıklar böyle bir sonuç doğurdu. Hıristiyanlıktaki peygamberlik makamı ihdas edilen ruhban sınıfı ile doldurulmaya çalışıldı. Fakat peygamberlerin sıfatlarına haiz olmayan bu zümre başta inanç sistemi olmak üzere dini tahrif ettiler. Ortaya çıkan yanşlıklar modern çağ deizmini doğurdu.

 

ÜLKEMİZDE DEİZME YÖNELİMİN NEDENLE

istatiksel resmi verilere göre özellikle gençler arasında din karşıtı akımların dikkate değer bir artış kaydettiğini gösteriyor. Zaten etrafa şöyle bir göz attığımızda, bilhassa genç kuşakların İslami-ahlaki değerler sistemine karşı ilgisiz, hatta mesafeli bir dünya görüşüne meylettikleri gerçeğiyle karşılaşıyoruz.  Bu artışın sebepleri olarak;

Birincisi: Diğer dinler gibi İslam'ın da bilim ile çatıştığını, akla ·aykırı ilkeler barındırdığını, insana özgürlük tanımadığını, dünyayı ihmal ettiğini İslam dünyasının bundan dolayı geri kaldığını iddia ederek din karşıtı görüşleri savunanların varlığı: Bu iddiada bulunanlar, İslam dini hakkında yeterli bilgisi olmayan ya da İslam karşıtlığının ön plana çıkarıldığı çevrelerde yetişen kişilerdir. Sanattan eğlenceye genel olarak popüler kültürün de bu yapıyı beslediği bilinen bir gerçektir. Halbuki İslam dünyasında marjinal grupların savunduğu ifrat-tefrite düşmüş (aşırı) yorumların dışında Batı'da deizm haklı kılan hiçbir nedenin İslam'da olmadığını açık bir şekilde söyleyebiliriz. Onların İslam'ın Müslümanları bilim ve teknolojide geri bıraktığı iddiaları da doğru değildir. Evet, bir birkaç asırdan beri İslam Dünyasının bilim ve teknolojide istenilen seviyede olmadığı görülen bir gerçektir. Fakat bu durum İslam'ın değil; Müslümanların bir eksikliğidir ve pek çok sebebi vardır. Kaldı ki bu durum telafi edilemez bir durum da değildir.

İkincisi: Taliban, Daeş, Selefilik gibi dini metinlere lafızcı bir metotla yaklaşan dolayısıyla şiddeti ve yasakları öne çıkaran, insana hiçbir özgürlük tanımayan kesimlerin din yorumları ile bu yaklaşımın tarifi aksine F. Gülen örneğinde olduğu gibi Şii-İsmali ezoterikj batını keyfi din yorumlarını örnek göstererek din karşıtı görüşleri savunanlar: Yapılan araştırmalarda deist, ateist ya da nihilist olduğunu söyleyenlerin önemli bir kısmı yukarıda ifade ettiğimiz gerekçelerden dolayı İslam kimliğini kabul etmediklerini ifade etmektedirler. Bu konuda öncelikle şunu söylemeliyiz: İslam orta yolu tavsiye etmektedir. Barış ve kardeşlik bu dinin şiarıdır. Meşru savunma hakkının dışında asla şiddete müsaade etmez. Ne yazık ki her devirde bazı çevreler, bazen dış güçlerin de destekleriyle marjinal kalınmakla birlikte şiddeti öne çıkaran dini cemaatler olmuştur. 

Üçüncüsü: Dünyevileşme Arzusu: Yukarıda deizmin genel nedeni olarak ifade ettiğimiz gibi Müslümanlar arasında da belli bir servete, şöhrete, makam veya mevkiye ulaşan bazı kimseler nefsanî arzularına sınır koyan dine ve ahlakı değerlere karşı önce duyarsızlaşıyor daha sonra da yaşadığı gibi inanmaya başlıyor. Onlar için deizm bir çıkış yolu olabilmektedir. 

 

 

*Bu yazı NEÜ AK İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. dr. İbrahim COŞKUN’ UN 2017 yıkında düzenlenen DİN KARŞITI ÇAĞDAŞ AKIMLAR VE DEIZM adlı seminerdeki sunumundan alıntılanmıştır.