ATEŞ DAĞININ İÇİNDE BİR ÇOCUK -1

  • imsa

Bu günkü yazımızda küçük bir çocuğun o günün süper bir devleti tarafından ateşe atılma sürecini ayetlerle anlatıp daha sonraki yazımızda küçük bir çocuğu bir ateş dağı içine atmalarının arka planını ve düşünce yapısını analiz edeceğiz. Kuran-ı kerimde çocukluk zamanından bölümler anlatılan tek peygamber İbrahim (as) dır. Kuran-ı kerim bize küçük İbrahim’i o zamanki diğer çocuklardan ve büyüklerden ayıran en önemli özelliğinin akletmesi ve sorgulaması olduğunu bildirir. 

Çocuk İbrahim çok ilginç bir beldede yaşar. Ailesi başta olmak üzere yaşadığı toplum Müslümanlıktan nasibi olmayan bir topluluktur. İlk önce ailesi olmak üzere, toplumunun içinde bulunduğu inanç açmazını fark eden küçük İbrahim, çözüm arayışlarına başlar. Önce olayı kendi inanç dünyasında çözümleme sürecine girer. İçinde yaşadığı halkın inanç değerlerinin doğru olup olmadığını sorgular. Bunların ilah düşünceleri ve bakış açıları doğrumu değil mi diye test eder. Bu sorgulama/test etme enam suresi 75- 79 ayetler arası şöyle anlatılır:                                                                                                                                                    Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu (muhteşem varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun.                                                                                                                         Üzerine gece bastırınca, bir yıldız gördü: "Rabb'im budur." dedi. Yıldız batınca da: "Ben batanları sevmem." dedi.                                                                                                                                Ay'ı doğarken gördü: "Rabb'im budur." dedi. O da batınca: "Yemin ederim ki, Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapıklığa düşen topluluktan olurdum." dedi.                                                           Güneş'i doğarken görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük." dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım." "Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah'a ortak koşanlardan değilim." Dedikten sonra planının ikinci aşamasını uygulamaya karar vererek babasına gider. Babasına Sen putları tanrı mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum" der. Babasından hakaret işitip kovulma ile tehdit edilen çocuk İbrahim haklı olduğu davasından vazgeçmeden üçüncü aşamaya geçer.

İkinci aşamada ailesine tebliğden istediği sonucu elde edemeyen çocuk İbrahim bu sefer inancını kitlelerle paylaşma planını yapar. Buna göre İbrâhim, taptıkları putların ne kadar âciz ve işe yaramaz olduğunu kavmine göstermek üzere fırsat kollar. Nihayet bir bayram günü halk şenlik için şehir dışına çıkınca (es-Sâffât 37/88-90) put evine girerek en büyük put dışındaki bütün putları kırar. Kavmi döndüğünde durumu görüp İbrâhim’i sorguya çeker, İbrâhim, “Belki de şu büyükleri yapmıştır, ona sorun” der (el-Enbiyâ 21/57-67) Bu cevap karşısında kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) «Zalimler sizlersiniz, sizler!» dediler.  Dediler demesine ama bu halleri çok kısa sürdü ve Sonra eski inanç ve inatlarına dönerek, “Andolsun, bunların konuşmayacağını sen de bilirsin” dediler.

Sonra kavmi onunla tartışmaya başladı. O da onlara dedi ki: "Beni doğru yola eriştirdiği halde Allah hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz? O'na ortak koştuklarınızdan hiç korkmuyorum, ancak Rabbimin dilediği şey hariç. Rabbim ilmiyle her şeyi kuşatmıştır. Hiç düşünmez misiniz?" "Hakkında hiçbir delil indirmediği halde, siz Allah'a ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da ben sizin ortak koştuklarınızdan nasıl korkarım?" Eğer bilirseniz söyleyin, bu iki topluluktan hangisi güven içinde olmaya daha layıktır? Şeklinde anlatılır. Bu sözün üzerine ipler kopar. Diyalog zemini biter artık şiddet ve zorbalık başlar. Olay ülkenin kralı ve içinde bulundukları inancın temsilcisi nemruta havale edilir. Bu haftalık yerimiz kalmadığı için gelecek yazıda inşallah bir çocuğa neden ateşi reva gördüklerine değineceğiz.