Başlıktaki söz çok doğru bir sözdür ve bunun doğruluğunu pazar akşamı oynanan Antalyaspor Galatasaray maçında bir kez daha gördük.
Futbolun adaleti yoktur.
Futbolda güzel oynamanız bir şeyi değiştirmez.
Değiştiren tek şey sizin rakibinizden daha fazla gol atmanızdır.
Futbolun meyvesi goldür ve siz o golü atamadığınız sürece yenilmeye mahkum olursunuz
Öncelikle Antalyasporlu futbolcuları ve teknik ekibi kutlamak lazım.
Ekip futbolculara iyi yükleme yapmış.
Maçın sonları gelmesine karşın Galatasaraylı futbolcular tel tel dökülürken Antalyasporlu futbolcular mücadeleye devam ediyordu.
Antalyaspor taktiğini iyi çalışmış ama bazen şansızlık, bazen beceriksizlik, bazen de bencillikten dolayı o çok istediğimiz gol ve golleri atamadık.
Geçtiğimiz sezonki 16 maçlık yenilmezlik serisini ne yazık ki 17 maça çıkaramadık.
Ne yazık ki kazandığımız penaltıyı gole çeviremedik.
Ne yazık ki son dakikalarda gol atıp üç puanı almak adına oyun disiplininden çok koptuk.
Ne yazık ki oyun disiplininden kopunca da oyundan da koptuk ve bazı futbolcular resmen daldı
Hava sıcak ve nemli olunca bir de üzerine o kadar koşup terleyince sanırım denize dalmak istediler ama maç devam ederken dalıp gittiler.
Ailenin yenilerinden Ömer Toprak da bir anlık falan da değil bildiğiniz 30-40 saniye dalıp arkasındaki Gomise yaklaşmayınca olanlar oldu.
Denize dalıp serinleme hayalleri yerine tüm Antalyaspor sevenlerinin başından kaynar sular döküldü.
Heeee Tabi içimizdeki İrlandalılar yine sahnedeydi.
Antalyasporlular ah vah tüh derken gerek VIP tribünüde, gerek protokol tribününde gerekse de normal tribünlerde Galatasarayın attığı gole Antalyaspor tribünlerinde sevinenler vardı.
İnsanlar Antalyaspor tribününde olduklarını falan unutup gol sonrası neredeyse oyun havası oynamadıkları kaldı.
Antalyaspor tribünleri Antalyasporuna sahip çıkmalı ve Antalyasporluluk ruhunu ile diğer takımların üzerinde tutmalı.
Başka takımın forması ile Antalyaspor tribünlerine oturmamalılar.
Gitsinler misarfir takım tribününe otursunlar
Maça dönecek olur isek
Galatasarayın yumuşak karnının şu an için defans hattı hatta ve hatta iki stoper arasına atılacak uzun toplar olduğunu bilmeyen kalmadı sanırsam.
Görülüyor ki antrenmanlarda da bu konuda çalışılmış.
Ama işte bazen taktik bazen sahaya yansımıyor.
Futbolcular bazen oyunu kendi isteklerine göre kuruyor.
Hani maç sahada oynanıyor ya!..
Maçın kader adamı hiç kuşku yok ki Galatasaray kalecisi Muslera
Galatasarayı ipten aldı diyebiliriz,
Kurtardığı penaltı bir kenara kurtardığı şutlar ve karşı karşıya iken kurtardıkları ile maçın adamı olmayı hak etti.
Ama Galatasaray böyle oynamaya devam eder ise onları Muslera bile kurtaramaz.
Antalyasporda ise sanki zaman geçtikçe bazı şeyler biraz daha oturacak gibi görünüyor.
Özellikle 5. haftadan sonra Antalyasporu iyi takip etmek gerektiğini düşünüyorum.
Büyük maçlarda olduğu gibi diğer maçlarda da taraftarlar tribünleri doldurup 12. güç olurlar ise Antalyasporuin hayallerine ulaşması o kadar uzak görünmüyor.