ÜLKEMİZ VE DÜNYA, KAOSTAN NASIL KURTULUR

  • SUR YAPIIIIIII

Bu günkü şartlarda hem dünya hem ülke gündemimiz adeta kaostan besleniyor görüntüsü içerisindedir. Kargaşa, insanların mutluluk ve huzurunu sağlayan bir düzeni getirecek yöntem değildir. Kargaşa yani kaos, kurucu sistemin ayarlarının bozulmasıyla ortaya çıkan sonucun ürünüdür. Ya da kurucu sistemin insanlara sağladığı rahat ve huzur içerisinde değil de kendi düşünceleri Egemen olsun diye düşünen kimselerin ortaya çıkararak insanları idare etme şeklidir.

Bu bozgunculuğu ilk nerede görüyoruz diye soracak olursak cevap gayet açık. Kurucu sistem kün feyekün ile kurulunca, bu kuruluşla kendisinin ötekileştirildiğini düşünen vede kendi söz ve düşüncesinin dikkate alınmadığını hisseden bir yaratılmış (şeytan) tarafından insanoğlu kandırılarak kaosun başlangıcı ortaya çıkartılmıştır. Bugünlerde de kaosu başlatan şeytanın yolunda gidenler bugün kendilerinin sözlerinin insanlık üzerinde hakim olduğunu görebilmek için korku imparatorluğu kuracak kaos planlarını ortaya koymaktadırlar. Bu planlar dünya hayatının ve insanın dengesini bozacak ve doğallığını yitirtecek hesaplar içermektedir.

Yaşadığımız hayatın güzelleşmesini ve insanca yaşayabilmeyi arzu ediyorsak bu kaos ortamından adam gibi Adem’in yöntemi ile kurtulabiliriz. Şeytanın kendinin düşmanı olduğunu bildiği halde şeytanın telkinlerine uyarak sistemde hata oluşturan Hz. Adem, olayın vehametini anlayınca Rabbine bu şeytan ne lanet bir şey diyerek şeytanın arkasından atıp tutmak yerine nefsine zulmedenlerden oldum diye kendini hesaba çekmiş ve yaratıcısından yaratılış özelliğine uygun hareket etmenin başlangıcı olarak özür dilemiştir.

Peki bugün biz ne yapabiliriz diye aklınıza geliyorsa kaos ortamından beslenenlerin beklentilerini boşa çıkaracak işler yapmak hem halk olarak bizlerin hem de bizi idare edenlerin asıl vazifesidir. 2023 yılına kadar Türk cumhuriyetlerinin bir araya geldiği bir ekonomik Birlik oluşturularak ilk yol ayrımına girebiliriz. Günümüz süreçleri çok hızlı işlediği için bu tarihler çok yakın gibi gelmesin bir günde hesap edilemeyecek kadar olaylarla karşı karşıya gelebiliyoruz. İkinci yol ayrımımızda bana göre, 2029 yılında oluşturmamız gereken müslüman ülkelerle ortaya koyabileceğimiz dünya birlikteliğidir.

Neden bu tarihler diye aklınıza gelecek olursa biraz önce söylediğim gibi çok kısa sürede çok fazla gündem yaşayan bir insanlık, bu tarihleri aşarsa şeytani aklın hesaplarını tutturma ihtimaline karşı bizlerin yapabileceği doğru işlerin sınır tarihleri olarak düşündüğüm içindir. Bu dünyanın şekillenmesi anlamına gelecek işlerin bizlerin katkısıyla olduğunu unutmamamız gerekiyor. O halde bu gelişmelere katkı sağlayacaksak önce kendimizden başlamak suretiyle ülkemiz ve idarecilerimizin doğru tercih yapmalarını sağlayacak telkinlerle bu işi hızlandırmamız gerektiğini unutmamalıyız.

Hz. Adem gibi doğru bir çizgiyi yakalamış insanlar olarak kaostan beslenmek isteyenlerin ve bu ortamda dünyaya ve insanlığa kendisinin yön vermesini arzu edenlerin hesaplarının tutmasına engel olmak zorundayız. Dünya içerisinde bizim hacmimiz nedir de bir tek bizim çabamızla Dünya nasıl şekil değiştirecek diye sorarsanız dünyada her şey Yüce yaratıcıya itaat edip dururken itaat de muhayyer olan insan yüce yaratıcıya hakkıyla itaat ederse yaratılmış olan her şeyde aslına dönecektir. Çok zor ve uzun vadeli bir şeymiş gibi görünse de aslında herkesin kendi yapması gerektiğini yaptığı takdirde olayların düzene gireceğinin ispatıdır bu yöntem. Bu çok uzun bir iş diye düşünecek olursak Hz. Adem’in tövbesini ve ondan sonraki gayretini görmeliyiz. Çaresiz kalan insanlığın çaresizlik sebepleri içerisinde boğulurken doğru işler yapan peygamberlerin gösterdiği yolda gidenlerin kurtulduğunu ve insanlığı kurtardığını unutmamalıyız.

Etiketler : Mustafa Ece Köşe
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.