TOPAL KARINCANIN GÖLGESİNDE YAŞAYAN MÜCAHİTLER

  • SUR YAPIIIIIII

Toplumlar varoluşlarının, birlik ve beraberliklerinin temellerini genelde geçmiş dönemlerde olan olaylar üzerinden oluştururlar. Gelecek kuşaklar ya geçmişteki yaşanan destanlar ve destansı kahramanlarla motive edilir veya Japonya örneğinde olduğu gibi yaşanan hezimetler yeni nesile örnek gösterilerek gelecek garantiye alınmaya çalışılır. Yeni nesile ya biz bu kahramanlar yüzünden tarih arenasında varız veya Japonya misali bir zamanlar biz bize sahip çıkmadığımız veya yapmamız gerekeni yap(a)madığımız için bu felaketleri yaşadık mesajı verilir.

    Her toplumda olduğu gibi bizim tarihimizde geleceği için elini taşın altına sokan kahramanlar ve bunların kahramansı olaylarıyla doludur. Tarihimizdeki Bu doluluktaki en büyük etken Allah (cc) rızasını kazanma ve şahadet isteğidir. Sonraki nesiller bu kahramanların hikâyelerini sadece övünme meselesi yapmaları bu insanları mitolojik konuma getirirken diğer yönden geleceğimiz için hava ve su kadar gerekli olan verdikleri mesajın yok olmasına sebep oluyorlar. Şöyle ki Allah-u Teâlâ peygamberlerini göndererek yolladığı dinin yaşanırlığını insanlara görsel olarak nasıl anlattıysa. Kahramanlarda bize dava adamı olmanın mümkünlüğünü ve olunabilirliğini göstermiştir. Dava adamlığından kastımız ne Fatihin İstanbul’u fethetmesi nede ulu batlı Hasanın bayrağı surlara dikmesi. Hele hele Bedir, Uhud veya Hendek savaşı hiç değil. Dünyadaki zulme dur demek zaten Kaf dağının ardında. Bunlar bizim için ulaşılmaz Büyük hedefler. Örnek alma yolunda elimizde  Hz İbrahim’in ateşini söndürmeye giden topal karıncadan başka bir şey kalmadı. Topal karınca dediysek bunu küçümsemek için demedik. Kendi küçük olmasına küçük fakat sahip olduğu SORUMLULUK BİLİNCİ KENDİSİNİ TARİHİN SAYFALARINA ALTIN HARFLERLE YAZDIRACAK KADAR BÜYÜK. Bizler bir topal küçük karınca kadar sorumluluk bilincine sahip olamadığımız içindir ki bugün hala onun hikayesini anlatır dururuz. Öyle olmasaydı bugün karınca yerine bizlerin hikâyelerinden bahsedilirdi.

   Steve Chаndler in güzel bir sözü var. Derki: Kahramanlar insanoğluna neler yapabileceğini göstermiştir.  Hiç bıkmadan usanmadan anlattığımız kahramanlık hikâyelerinde gözden kaçırdığımız işte bu detaydır. O insanlar gelecek nesillerin dillerinde sakız olsun diye taşın altına ellerini sokup zafer hikâyeleri yazmadılar. O insanlar bizlere hayatın olmasa olmazı zorluklarını aşmanın yolunu ve insani bir hayat yaşamanın mümkünlüğünü göstermişlerdir.

    Lakin böyle kahramanların oluşturduğu bir tarih den bizim nasibimize düşen, Onların gölgesinde yaşamak. Hz Ömer şunu yapmış,Hz Ali bunu yapmış,falanca bunu yapmış,filanca bunu yapmışın gölgesinde yaşayıp Allah-u Teala nın içimize yerleştirdiği sorumluluk duygusunun sesini bastırmak..Oysa Allah-u Teala bakara suresi 114. Ayetler:Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir.....buyuruyorken bunu yapıyoruz.Fakat şu gerçekten kaçmak hiç mümkün değil.Kаhrаmаnlаrın öykülerini ANLATAN kişiler, KAHRAMAN olamaz. Lakin KAHRAMANLIK HİKAYESİ ANLATAN NİCE ÖDLEK KİŞİLER VARDIR.

     Dedim ya hiç kimse herkesin kahraman olmasını beklemesi kadar yanlış bir düşünceye sahip olmamalı.Lakin kahraman olamassakta o yolun yolcusu olmak fikri düşüncesinde sahip  olmak zorundayız.Bu yolun yolcusu olmassak hz İbrahim’in ateşini söndürmeye giden karınca bize alınmaz mı, kızmaz mı?Hz ibrahimin ateşini ben söndüreyim sizlerde onun edebiyatını yapın demez mi?.Etrafınızda her gün nice İbrahimler ateşe atılırken siz rahat koltuklarınız da oturup İbrahimlerin ateşini karıncaların söndürmesini bekleyin.Ondan sonrada Allah-u Teala dan utanmadan sıkılmadan cennetlerinden cennet bekleyin; Demez mi? Allah-u Teala nın cennetini hiç kimseden kıskanmamakla birlikte sadece şu soruyu kendimize sormalıyız.. Allah-u Teala nın huzurunda bir karınca kadar olamadınız mı sorusuna cevabımız ne olur?

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.