TİCARET’İN MAHREMİYET’İ kimdedir?

  • SUR YAPIIIIIII
Tüm dünya, pandemi ile yoğun bir mücadele sürdürürken bir yandan da sonrası için kurulacak yeni düzene hazırlanıyor. "Artık hiçbir şey korona salgını öncesi gibi olmayacak." görüşü herkesçe teyit edilebilen bir durum. İnsanlık,devletler yeni yol haritalarını oluşturmak durumunda. Hükümetimizde erken ve etkin politikalar üreterek gelebilecek krizin ekonomik ve sosyal etkilerini azaltmak için bir süredir çalışma yapmaktadır. ‘’Demokrasimizi, hak ve özgürlükleri, hukuku güçlendirerek yatırımları canlandıracak, ekonomimizi büyütecek, istihdamı artıracak çalışmalara,” vatandaş olarak bizler ve özellikle de STK’lar güçlü şekilde destek olmalıdır. Büyüklerimizin de dediği gibi tarlada izi olamayanın harmanda yüzü olmaz… Önümüzdeki süreçte toplumsal uzlaşma, birlik, beraberlik için mutlaka kamuoyu algısı oluşmuş, kitleleri ilgilendiren ve çözüm bekleyen sorunlar öncelikli olarak çözüme kavuşturulması gerekir. Örneğin; farklı toplulukları ilgilendiren ”EYT iler, suç mağdurları, bilirkişilikte sırayla görevlendirme yapılmaması gibi bir çok önemli bulduğum çözüm bekleyen sorunlarımız var. Düşünün devlet 100 kişiye yemin ettiriyor sürekli 2 kişiye görev veriliyor. EYT liler içinde çok ciddi bir yanlış algı oluşturuldu. Benim devlet algıma bunlar ters. Ters’e konu olan, devletin kendi egemenlik gücü altında denetimden yoksun, yanlış uygulanmaların, kanun maddesine gösterilerek devam etmesidir. Yeni döneme, sırtımızdaki motivasyon düşürücü, yıpratıcı ve her şeyden önce tam bir vicdani kanaatin oluştuğu haksızlık yüklerinden kurtularak girmeliyiz. ihtiyaç duyulan değişimler; çıkar gruplarına göre değil, güce göre değil, akla ve hakka uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Çözüm bekleyen konulardan biri de; benim gibi binlerce mali müşavir meslek mensubunu ilgilendiren arabuluculuk yetkisidir. 6325 sayılı Özel Hukuk Uyuşmazlıklarında Alternatif Çözüm Yolları Kanunu ile yargı yükünü azaltmak amacıyla kullanılmaya başlanan ve 2013- 2017 arasında ihtiyari olan arabuluculuk, 2018’den beri işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava şartı sayıldı. Şimdi ticari ve tüketici uyuşmazlıklarında da artık olmazsa olmazıdır. Ancak bu müessese, ülkemizde dünyadakinden farklı olarak hukukçu olma şartına bağlanarak tek olmamızı sağlamıştır. Bu durum bu müessesenin ruhuna aykırıdır. 11 Mart 2011 de Ankara’da Türkiye Barolar Birliğinin ev sahipliğinde geçekleşen Dünyada Arabuluculuk Uygulamaları Konferansında Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ konuşmasında “Çünkü hukuk yok işin içinde, hukuku tartıştığınız zaman arabuluculuk yapamıyorsunuz. Hukuk bilginizi kullanamazsınız, kullanmamalısınız, hukukla ilgili hiçbir şeyi değerlendiremezsiniz. Mahkemenin kararı tektir, ama arabuluculuk çözümünde ilânihaye sonsuza kadar çözümler vardır ve bunu taraflar dilediği zaman dilediği şekilde uzlaşabilirler. “ derken aslında çok haklıydı. Bütün bilinenlere rağmen bugün dünyada tek olabilmek için kanunu çıkartmışız. Meslekler içinde; kişilerin hayatına en fazla dokunan ve onların ekonomilerini sağlam zeminde yol almasını sağlayan meslek mali müşavirlik mesleğidir. Arabuluculuk geçmişteki haklara değil, gelecekteki çıkarlara ilişkili bir süreç ve bir o kadarda çok bilgiyi ortaya çıkarma gibi bir özelliği vardır Yeteri kadar düşündürücü ve açık söylemek gerekirse, girdisiyle, çıktısıyla, çalışanı ile Ticaretin Mahremiyeti Mali Müşavirlerdedir. Bugün mahremiyetin bir insan hakkı olduğu kabul edilir. Ticaretinde mahremiyetinde ise, mali müşavirin sorumluğu, bilgisi, tecrübesi olduğu için bu hak mali müşavirlerindir. Mali Müşavirin bilgisi, tecrübesi, emeği bir fabrikasyon değildir. Arabuluculukta standart yakalamak istiyorsak ; diğer ülkelerde olduğu gibi örneğin aile arabuluculuğu için, bir psikolog arabulucu bulunduğu gibi, ticari ve iş davalarına da mali müşavir arabulucu bulunması gerekir. Bu durumun, tarafların anlaşma oranlarını da yükseltecektir. Çok ciddi ağır sorumluluklar altında kamu hizmeti gören büyük bir camia olarak, güven, otorite ve dönüşüm sağlayan çözümler için mutlaka ticari ve iş davalarında arabuluculuk ve tahkimde hakem olmayı ve hatta yeşil pasaport hakkımızın da verilmesini bekliyoruz. Üst birlik başkanımız ve bazı illerin oda başkanlarından bu konuda ciddi destekler ve açıklamalar da var. Ayrıca bir imza kampanyası da başlatıldı. Devlet & Adalet; “çok fazla hukuk, çok az adalet; çok fazla kural, çok az sonuç” algısına terk edilmemelidir. Bu ülkede en büyük reform ve dönüşümleri, toplumsal uzlaşma çalışmalarını yürüten hükümetimizin ,bu reform çalışmalarında, tüm bekleyen sorunlar için, iradesini tekrar gösterecektir. Yeni dönemde birlik, beraberlik, ülke huzuru ve refahı için; anlaşıncaya kadar konuşmaya devam edelim.
Etiketler : köşe
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.