ÖĞRETMENLER İN PEYGAMBERLER OUT. MU?

  • SUR YAPIIIIIII

   İnsanlık tarihi boyunca insanın dine karşı tutumunda hiçbir değişiklik olmamıştır. İnsan dine karşı tutumunu var olduğundan beri üç şekilde sergilemiştir. Birinci grubu oluşturan insanlar, Allahın gönderdiği dini ve onun elçisini kabul edip ellerinden geldiği kadar bu inancı hayatlarına uygulamaya çalışmışlar. İkinci grup ise başta peygamber olmak üzere Allahın gönderdiği hiçbir şeyi kabul etmeyen insanlardan oluşmaktadır. Üçüncü grup ise; bir ayağı inananların yanında, bir ayağı da inkârcıların yanında. Dünyalık çıkarlarına kim hizmet ederse o grupla birlikte hareket ederler.

  Son iki grupta yer alan insanlar, her ne kadar ayrı grupta yer alıyor gibi görünse de aslında birçok noktada ortak yönleri bulunmaktadır. Allah-u Teâlâ ortak olan özelliklerinden birini Bakara suresi 13. ayetinde şöyle dile getiriyor Ayette bu iki gruptaki insanların Kendilerine: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın" dendiği zaman, "Bizler sadece ıslah edicileriz" şeklinde kendilerini savunduklarını buyuruyor. Ayetin ifadesi ile bu insanların yanlışlarını kabul etmemenin yanında kendilerini o kadar akıllı görürler ki resmen Allah-u Teâlâ akıl verirler. Allah-u Teâlâ’nın emrini kendine göre sebepler bularak dolaylı olarak kabul etmezler. Bununla da kalmaz birde şöyle şöyle olur veya olmalı derler.

   Bu insanların en büyük dertleri peygamberin misyonu hakkındadır. Bir türlü Allahın peygamberleri için biçtiği rolü kabul etmezler. Allah-u Teâlâ kuranı kerimde özelde Hz Muhammed (sav) olmak üzere genelde tüm peygamberleri için Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah (Allah'ın Elçisi) en güzel örnektir (Ahzap/21) demesine rağmen kendilerini Allahtan daha akıllı olduğu hezeyanına kapılan bu insanlar peygambere postacı rolünü veya postacı görevini layık görürler. Peygambere ihtiyaç yok kuran bize yeter biz kurandan anlarız gibi söylemlerini dillendirirler.

   Bu hezeyanlarını dillendirirken ne kadar gülünç ne kadar komik duruma düştüklerinin farkına varamıyorlar veya varmak istemiyorlar. Şöyle biraz normal bir insan gibi düşünüp, ömrünün yaklaşık dörtte birini oluşturan beşeri eğitim sistemi düşünse ne kadar saçmaladığının farkına varacak.  Azıcık akılları olsa yeryüzündeki beşeri eğitim sistemlerinin bütçelerinden gayri milli hâsılatlarından ayrılan paya ve ne için ayrıldığına bakıp düştükleri küfür bataklığından çıkmaya çalışırlar. Bunların doğruyu bulma gibi bir niyetleri olmadıkları gerçeğini araf suresi 127. ayetinde ….Onların kalbleri vardır, bunlarla idrâk etmezler; gözleri vardır, bunlarla görmezler; kulakları vardır, bunlarla işitmezler. Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir. Hattâ daha sapıkdırlar. Onlar gaflete düşenlerin ta kendileridir buyurarak dile getiriyor.

 

   Kuran bize yeter peygamber ancak bir postacıdır diyen bu insanlar şunu düşünemiyor mu? Yeryüzündeki gelişmiş tüm ülkelerin milli eğitim bütçeleri savunma veya maliye bütçelerinden önce gelir. Bu bütçenin çoğu ise öğretmen maaşlarına gider. Eğer sadece kitap yeterliyse bu kadar öğretmene ne gerek var? Bırakın öğretmeni okula ne gerek var? Verin herkesin eline kitabı herkes istediğini anlasın veya öğrenmesi gerekenleri verdiğiniz kitaptan öğrensin. Şimdiye kadar insanlık tarihi boyunca beşeri eğitimlerde Öğretmensiz eğitim olur diyen insana rastlanmaz. Böyle bir fikri savunanı direkt tımarhaneye atacaklarını bilirler.

   İnsanın yazdığı bir kitabı, yine insanın anlaması için, bir öğretmene ihtiyaç olduğu gerçeği önünüzde dururken, nasıl olurda Allahın gönderdiği bir kitabı insanın bir eğitici veya anlatıcı olmadan anlamasını bekliyor ve bu fikri savunuyorsunuz. Bu fikride sanki yeryüzünün en akıllısıymış gibi kasılarak savunurken, birde Allaha akıl verme edepsizliğine soyunuyorsunuz.