İSRAİLİYYAT İLE MİTOLOJİ ARASINDA TARİHSEL BAKIŞ AÇlSlYLA GÖLGELENEN ASHAB-I KEHF-1

  • SUR YAPIIIIIII

Bugün sizlerle beş bölüme ayırdığımız, yrd. doç. dr. Mustafa ŞENTÜRK’ünBayburt ilahiyat fakültesi öğretim görevliliği zamanında uluslar arası inanç turizmi ve eshab-ı kehf sempozyumun da yaptığı tebliğin ilk bölümünü paylaşacağız.

   Ashab-ı Kehf Kıssası, 9 ila 26. ayetleri arasında yer aldığı Kehf Süresi'ne ismini vermiştir. Mushaf sırasına göre 18. sırada bulunan Kehf Süresi, mekkidir ve genellikle kabul edildiği üzere nüzül sırasına göre 69. Süredir. Sürede ashab-ı kehf'ten (9-26) başka, iki bahçe sahibi (34-44), dünya ahiret karşılaştırması (45-49), Âdem-İblis (50-53), Müsa-alim kul ve Zülkarneyn (83-98) olayları anlatılmaktadır. Süre, mağara arkadaşları olayını "kıssa", iki bahçe sahibinin olayı ile dünya (-ahiret) hayatını ve -bize göre- zımni olarak Adem-İblis olayını "mesel" olarak tanımlamaktadır. Sürenin 54. ayetinden hareketle Musa-âlim kul ile Zülkarneyn anlatımlarının da mesel olarak tanımlanabileceği söylenilebilir. Kur' an, 'meselin kıssa edilmesinden' doğrudan söz etmemekle beraber; Nahl 16/112 ile 118. ayetlerinin bağlam İlişkisi meselinde kıssa edilebileceğini gösterir. Buna göre kıssanın olayın işleyişinin aktarılmasını sağladığı, meselin ise olayı çarpıcı hale getirerek ilke(ler) çıkarılmasına imkân tanıdığı; böylece mesel ile kıssanın bir bütün halinde gerekli sonuçlan çıkarmada insana değerlendirme imkânı verdiği ve kıssa ile meselin ortak noktasının da bu olduğu söylenilebilir

      Bize göre ashab-ı kehf kıssası gerçektir ve yaşanmıştır. Zira sürede kıssanın anlatırnma başlandığında, 13. ayetteki "sana onların haberini hak ile anlatacağız ifadesindeki "hak kısmını birçok müfessir gibi "gerçek (veya doğru)" olarak anlıyor ve kabul ediyoruz. Ayrıca Salalı Halidi'nin de belirttiği gibi, "hak ile" nitelemesi okuyucu ve araştırmacıların Allah'ın gerçek ve doğru kelamı ile yetinip israiliyyat ve mitoloji içeren kaynaklara başvurmamaları yönünde bir çağrı olsa gerektir. Öte yandan ayette yer alan nebe' kelimesininKur'an bağlamında daha çok "öncekilerin ve peygamberlerin haberleri"ile "kıyamet" gibi 'gerçekleşmiş ve gerçekleşmesi kesin hadise(ler)' (En'am6/34; Tevbe 9/70, 94; Nebe' 78/2; vd.) anlamında kullanılması, yine sürenin başında Kur'an'da hiçbir eğriliğin bulunmadığı hatırlatmasının bu anlamı pekiştirdiğini düşünüyoruz. Ayrıca gerçek olaylardan ibret almanın daha etkili,muhayyel mesellerinde gerçek mesellerden çıkarılmış olduğu hususu dikkate alındığında; Kur' an' daki mesellerin gerçek olmasının çok daha kuvvetli birihtimal olduğu düşünülebilir

   Kehf Süresi'ndeki bütün bu kıssa ve mesellerle anlatılmak istenenin, başka bir ifadeyle sürenin ana konusunun iman-küfür ve dünya-ahiret tercihleri ile bu çerçevedeki ilahi sınav olduğu söylenebilir (Kehf 18/7, 28). Şöyle ki, sırasıyla mağara arkadaşlan geçici dünyayı terk edip "kalıcı hayrı", ahireti seçmişlerdir. İblis, kibirle cennetini ve ahiretini kaybederken, Adem kaybettiği cennete geri dönmek için tevbe yolunu tutmuştur. Musa ve alim kul meseli ile dünya hayatı ekseninde bakıldığında, ilahi sınav esprisi gereği, hayır görünenin şer, şer görünenin de hayırolabileceği anlatılmak istenmiş gibidir. Nihayet Zülkameyn gibi dünyaya hükmetsen de, bunun geçici bir hükümranlık olduğu ve esas olanın "kalıcı" ahiret hayatı olduğu anlatılmak istenmiştir denilebilir.

   Ashab-ı Kehf kıssasının mesaj(lar)ı, israiliyyat ile mitoloji arasındaki yaklaşımlarla geçmişten günümüze hep gölgelenmiştir. O nedenle biz tebliğimizde Kur'an'ın çağrısına uyarak, "gayba taş atmayacak" ve kıssayıbaşka kaynaklarda aramayacak; geçmiştekiler gibi mağara arkadaşlarının sayılan,mağarada ne kadar kaldıkları ve söz konusu mağaranın neresi olduğu gibi konularla ilgilenmeyeceğiz. Kıssanın evrensel hakikat tarafını irdeleyerek, ondan çıkarılacak hisseye odaklanmaya çalışacağız. Zira Kur'an'a göre, hak kıssadan alınacak hisse öğüt, hatırlama, tefekkür ve ibrettir (A'raf7/176; Hud 111120; Yusuf 12/111).

   Bunun için kıssanın mesajım Kur'an dışında aramayacak ve çalışmamızı, 'ayetlerin mesajı kendileri(nde)dir' ilkesinden hareketle, ayetleri "adım adım"' dikkatlice, çözümleyerek, "kendimize" ve "hayata okumak" suretiylehazırlamaya çalışacağız.(bölüm sonu)

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.