DÜĞÜN ÖZELİNDE; BİR GARİP MÜSLÜMANLIK PROFİLİ

  • SUR YAPIIIIIII

Nisa suresi 59 ayetinde Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin…  buyrulmasına rağmen, gerek ilahi, gerekse beşeri dinlerin yaşadığı en büyük problemlerden biri, müntesiplerinin bir kısmının davranışlarını inandığını söylediği dine uydurmak yerine dini kendi arzu ve isteklerine göre uydurma gayretleridir. 

   Diğer ilahi dinlerde olduğu gibi, günümüz Müslümanlarında birçok sosyal davranışlarda geleneğin kurallarına tabi olduğuna şahit oluyoruz. Mesela yaz ve sonbahar zamanı genellikle düğün zamanıdır. Aileler bu günlerde çocuklarını evlendirme telaşına düşerler. Bu amaç doğrultusunda aileler gerek inançları gerekse gelenekler çerçevesinde çocuklarına evlendirme hazırlıkları yaparlar.

   Hepimizin bildiği gibi düğünün ilk basamağı kız(eş) isteme âdetidir. İster modern ister mütedeyyin bir aile olsun gerek inançtan gerekse adetten olarak Allah(cc) ve peygamber(sav) adı kullanılarak kız isterler. Kız istemenin akabinde eve hoca çağrılarak dini nikâh kıyılır. Bayanların bir kısmı şık ve dekolte elbiseler içerisinde, tek elleriyle tuttukları saçlarının bir bölümünü örten başörtüler içerisinde, okunan aşrı şerifleri dinledikten sonra yapılan dualar amin derler. Düğün öncesi gelin, baba evinden dualarla çıkartılırken yeni yaşamı için de ilk adımını atmış olur. 

   Buraya kadar yapılan tüm uygulamalarda elden gelindiği kadar İslami kurallara uyulmaya çalışılır. Gelin baba evinden çıktıktan sonra düğün merasimi yapacak aile, ifrat ve tefrit dediğimiz yol ayrımıyla yüzleşmek zorunda kalır. Ya ifrat yoluna saparak düğün merasimini helal haram sınırlarına gözetmeyerek yapar, ya da düğünün var oluş anlamını unutarak tefrite kaçarak yeni  icat edilen uygulama yöntemleriyle düğünü yapar. 

   Tefrit yönünden baktığımızda,  son dönemlerde içerisinde eğlence ve kutlama anlamını barındıran düğün mefhumunun anlamı unutularak, düğün merasimi adına insanlar bir araya getirilip yanık sesli hocalara bazen sohbet bazen mevlit irad ettirilir. Hoca tüm maharetiyle elinden geleni yapmasına rağmen misafirlerin ilgisizliğinden mi desek yoksa gündemlerinin olmamasından mı bir türlü sohbet ve telefonla uğraşmanın önü alınmaz. Sevinç ve eğlence yönü ihmal edilen bu tarz tüm İslami! düğünler! Çoğu zaman monotonluktan ve sıkıcıcılıktan kurtulamıyor.

   İfrat yolunu tercih edenler ise, gündüz dualarla başladığı düğün merasimine akşam içkili veya helale harama dikkat edilmeden, çalgılı çengili devam ederler. Çalgılı çengili düğün tüm coşkusuyla devam ederken bir anda minarelerden ezan sesi yükselir. Minarelerden Allah-u Ekber lafzı duyulur duyulmaz gerek oynayanlar, gerekse seyredenler hemen çalgı ekibine ikazda bulunur ve çalgı çengi ekibi bir anda susar. Neden sustunuz diye merak edenlere, ezan saygı için durduklarından ve ezan okunurken müzik çalmanın haramlığından dem vururlar. Ezan biter bitmez Cemaatin Allah-u ekber tekbiriyle aynı zamanda Çalgı çengi ekibi de, tekrar kulakları sağır eden müziğe kaldığı yerden devam ederler. Bangır bangır çalan müziğin altında gerek cami cemaati gerekse evlerdeki insanlar bi daha mı geleceğiz dünyaya, bas bas paraları Leyla ya türküsü eşliğinde huşu içinde! namazlarını kılmaya devam ederler.   

   Durum; yukarısı bıyık, aşağısı sakal dedikleri halden daha beter. Bir yandan İslam adına eğlence özelliği ihmal edilip, monoton törenlere dönüşen adı İslami! olan düğünler!. Diğer taraftan ise helal haram gözetilmemesine rağmen, namaza çağrı olan ezana hürmet edilirken, namaz kılanlara bas bas paraları Leyla türküsüyle eşlik eden düğünler. Ortada ise İslami problemler hariç, siyasetten tutunda uluslar arası ekonomiye kadar, her konuda çözüm üreten entelektüel Müslümanlar. Hadi bakalım şimdi, tükür tükürebilirsen.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.